Eyelid Masses Specifications and Prognostic Factors

Giriş: Bu çalışmada, kliniğimizde göz kapağı tümörü nedeniyle başvuran olgularda epidemiyolojik özellikleri, tümör çeşitleri ve görülme sıklığı, yaş ve cinsiyet dağılımına göre lokalizasyonları, klinik ve histopatolojik tanılar arasındaki uyumu incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 1995-2011 yılları arasında göz kapağında kitle yakınmasıyla Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvurarak Orbita Birimi’nde tetkik edilen, tedavi uygulanan, düzenli olarak kontrole gelmiş toplam 311 olgunun, 352 kapak tümörü tıbbi kayıtlardan retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya alınan olguların 150’si (%48.24) erkek, 161’i (%51.76) kadındı. Olgularda yakınmanın başladığı yaş ortalaması 48.6±10.6 yıl, ilk başvurudaki yaş ortalaması ise 49.7±12.5 yıl (7 ile 92 yaş arasında) idi. Tüm göz kapağı kitlelerinin %78.97’si iyi huylu, % 21.03’ü kötü huylu lezyonlardı. İyi huylu göz kapağı tümörlerini kaynak aldıkları dokuya göre sınıfladığımızda ilk sırayı epitelyal tümörler 84 (%53.16) aldı. Onu sırasıyla ksantomatöz tümörler 50 (%31.64), melanositik tümörler 13 (%8.22), vasküler tümörler 7 (%4.43), adneksiyel tümörler 3 (%1.29) ve nöral tümörler 1 (%0.66) takip etti. Bazal hücreli karsinom 67 (%90.54) olgu grubumuzda en sık görülen kötü huylu göz kapağı tümörüydü. Onu YHK 6 (%8.11) ve MM 1 (%1.35) takip etti. İyi huylu kapak tümörlerinin % 90’ına makroskobik olarak histopatolojik inceleme ile uyumlu tanı konurken, kötü huylu kapak tümörlerinin % 77.5’ine histopatolojik inceleme ile uyumlu makroskobik ön tanı konulabildi. Sonuç: Göz kapaklarında şüphe uyandıran her türlü lezyonun erken dönemde eksize edilerek histopatolojik tanı koyulmasının önemi vardır.