{"title":"Transkateter Aort Kapak Replasmanı Uygulanan Hastalarda Cinsiyet Farklılıkları: Kesitsel Bir Çalışma","authors":"A. Aktan, Faruk Ertaş","doi":"10.30565/medalanya.1177186","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Amaç: Transkateter aort kapak replasmanının (TAVR) cerrahiye uygun olmayan, yüksek riskli semptomatik şiddetli aort darlığı (AS) olan hastalar için etkili bir tedavi yöntemidir. TAVR’ de cinsiyete bağlı farklılıklar hala tartışılmaktadır. Bu çalışma ile kliniğimizde TAVR uygulanan hastalarda cinsiyetin klinik sonuçlar üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. \nYöntemler: Ocak 2015 ile Ocak 2022 tarihleri arasında TAVR yapılan ardışık 270 hasta çalışmaya dahil edildi. Aort stenozunu değerlendirmek için hastanın tıbbi öyküsünün yanı sıra transtorasik veya transözofageal ekokardiyografi ve bilgisayarlı toraks tomografisi bulguları incelendi. Semptomatik, yüksek riskli şiddetli aort darlığı tespit edilen hastalara kendiliğinden genişleyebilen Evolute-R cihazlarıyla işlem yapıldı. Hastalar taburculuk sonrası ilk bir yıl takip edildi. Takipler klinik ziyaretler ve telefon görüşmeleriyle gerçekleşti. \nBulgular: Hastane içi mortalite (%5.4’e karşı %7.4 ; p=0.507), bir yıllık takipte ölüm (%14.9'e karşı %.13.1, p=0.681) ve bir yıllık takipte MACCE (%26.4'e karşı %23.8, p=0.627) oranları açısından kadın ve erkek cinsiyetleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Bir yıllık mortalite ve MACCE oranlarını içeren sağkalım analizi Kaplan-Meier eğrileri kullanıldı. Buna göre her iki cinsiyet arasında mortalite ve MACCE açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı ( sırasıyla; p= 0.910, Log-rank: 0.013; p =0.889, Log-rank: 0.019). \nSonuç: TAVR yapılan hasta grubumuzda her iki cinsiyet arasında klinik sonlanımlar açısından önemli bir farklılık saptamadık. Son yıllarda cihaz ve prosedürle ilişkili gelişmelerle cinsiyetin klinik sonuçlar üzerine etkisi azaltılmıştır.","PeriodicalId":7003,"journal":{"name":"Acta Medica Alanya","volume":"33 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-11-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Acta Medica Alanya","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.30565/medalanya.1177186","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Amaç: Transkateter aort kapak replasmanının (TAVR) cerrahiye uygun olmayan, yüksek riskli semptomatik şiddetli aort darlığı (AS) olan hastalar için etkili bir tedavi yöntemidir. TAVR’ de cinsiyete bağlı farklılıklar hala tartışılmaktadır. Bu çalışma ile kliniğimizde TAVR uygulanan hastalarda cinsiyetin klinik sonuçlar üzerine etkisini araştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Ocak 2015 ile Ocak 2022 tarihleri arasında TAVR yapılan ardışık 270 hasta çalışmaya dahil edildi. Aort stenozunu değerlendirmek için hastanın tıbbi öyküsünün yanı sıra transtorasik veya transözofageal ekokardiyografi ve bilgisayarlı toraks tomografisi bulguları incelendi. Semptomatik, yüksek riskli şiddetli aort darlığı tespit edilen hastalara kendiliğinden genişleyebilen Evolute-R cihazlarıyla işlem yapıldı. Hastalar taburculuk sonrası ilk bir yıl takip edildi. Takipler klinik ziyaretler ve telefon görüşmeleriyle gerçekleşti.
Bulgular: Hastane içi mortalite (%5.4’e karşı %7.4 ; p=0.507), bir yıllık takipte ölüm (%14.9'e karşı %.13.1, p=0.681) ve bir yıllık takipte MACCE (%26.4'e karşı %23.8, p=0.627) oranları açısından kadın ve erkek cinsiyetleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Bir yıllık mortalite ve MACCE oranlarını içeren sağkalım analizi Kaplan-Meier eğrileri kullanıldı. Buna göre her iki cinsiyet arasında mortalite ve MACCE açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı ( sırasıyla; p= 0.910, Log-rank: 0.013; p =0.889, Log-rank: 0.019).
Sonuç: TAVR yapılan hasta grubumuzda her iki cinsiyet arasında klinik sonlanımlar açısından önemli bir farklılık saptamadık. Son yıllarda cihaz ve prosedürle ilişkili gelişmelerle cinsiyetin klinik sonuçlar üzerine etkisi azaltılmıştır.