{"title":"Bugünün Müzelerini Bu Kadar Farklı, Bu Kadar Çekici Yapan Nedir?","authors":"A. Kuru","doi":"10.29135/std.1115530","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Bu çalışma, bir sanat üslubu olarak minimalizmin üretim pratikleri ve izleyici deneyimine \nyaptığı vurgunun, sanatın, seyir edimini ve müzeolojik paradigmayı nasıl değiştirdiğini \nsorgulamaktadır. 1945 sonrası sanat, sadece biçimsel dilini değil, anlamlandırma ve deneyim \nüzerinden seyir pratiğini de değiştirmiştir. Yeni sanatın mekâna yaptığı vurgu, müzeler ve \ngalerilerin de mekânsal anlayışlarının değişmesine ve yeni bir tarihsel tasnifin yapılmasına \ngiden yolu açmıştır. Bu dönem sanatı kendi üzerine düşünce üreten kapalı bir yapı olarak \ngörünür. Fakat, enformasyon teknolojileri ve küreselleşme ile evrilen yeni toplumsal yapının \nbilgi, iktidar ve güç ilişkilerinden bağımsız değildir. Minimalizm, geç kapitalizmin fragmanlara \nayrılmış yeni üretim modeli üzerine kurduğu sosyal ve kültürel üst yapıyla eş zamanlı \nçalışabilmektedir. Bu bağlamda da her ne kadar saf estetik deneyime doğru bir yalınlaşma, \nilişkisizleşme arzusu taşıyor gibi görünse de kapitalizmin semiyotikleşmesi olarak adlandırılan \nsürecin kurulmasında hayli etkili bir ivmelenmeye yol açmış ve önemli ajanlardan birisi \nolmuştur. Bu çalışma söz konusu süreci tarihsel bir izlek içerisinde ele alacaktır.","PeriodicalId":40192,"journal":{"name":"Sanat Tarihi Dergisi-Journal of Art History","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.2000,"publicationDate":"2022-12-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Sanat Tarihi Dergisi-Journal of Art History","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.29135/std.1115530","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"ART","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Bu çalışma, bir sanat üslubu olarak minimalizmin üretim pratikleri ve izleyici deneyimine
yaptığı vurgunun, sanatın, seyir edimini ve müzeolojik paradigmayı nasıl değiştirdiğini
sorgulamaktadır. 1945 sonrası sanat, sadece biçimsel dilini değil, anlamlandırma ve deneyim
üzerinden seyir pratiğini de değiştirmiştir. Yeni sanatın mekâna yaptığı vurgu, müzeler ve
galerilerin de mekânsal anlayışlarının değişmesine ve yeni bir tarihsel tasnifin yapılmasına
giden yolu açmıştır. Bu dönem sanatı kendi üzerine düşünce üreten kapalı bir yapı olarak
görünür. Fakat, enformasyon teknolojileri ve küreselleşme ile evrilen yeni toplumsal yapının
bilgi, iktidar ve güç ilişkilerinden bağımsız değildir. Minimalizm, geç kapitalizmin fragmanlara
ayrılmış yeni üretim modeli üzerine kurduğu sosyal ve kültürel üst yapıyla eş zamanlı
çalışabilmektedir. Bu bağlamda da her ne kadar saf estetik deneyime doğru bir yalınlaşma,
ilişkisizleşme arzusu taşıyor gibi görünse de kapitalizmin semiyotikleşmesi olarak adlandırılan
sürecin kurulmasında hayli etkili bir ivmelenmeye yol açmış ve önemli ajanlardan birisi
olmuştur. Bu çalışma söz konusu süreci tarihsel bir izlek içerisinde ele alacaktır.