{"title":"The Opinions of Exegetes on “al-Aqsa Mosque” in the Context of the Tafsir of verse 1 of Surah al-Isra","authors":"M. Turan","doi":"10.31456/beytulmakdis.808262","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Beytulmakdis; binlerce yillik tarihiyle Yahudilik, Hiristiyanlik ve Islamiyet icin kutsal olarak kabul edilen bir sehirdir. Ilk kiblenin Kudus’te bulunan Mescid-i Aksâ olmasi, Hz. Muhammed’in Isrâ ve Mi’rac seyahatlerinde buraya ugramasi, sahih hadislerle birlikte, Mescid-i Aksâ’nin bizzat Kur’an’da zikredilip “cevresi bereketli kilinan bir yer” olarak vasiflandirilmasi, burayi Muslumanlar icin cok daha onemli bir hale getirmistir. Hz. Peygamberin ifadesiyle yeryuzunde ibadet icin insa edilen ikinci kutlu mekân olan Mescid-i Aksâ ve onun vatani olan Kudus, gunumuzde, Muslumanlar acisindan kutsalligindan hic bir sey yitirmis degildir. Ayrica Mescid-i Aksâ ve Kudus beraberligi yani Mescid-i Aksâ’nin Kudus sehrinde bulunan mubarek bir mekân oldugu gercegi, kayda deger bir muhalefetle karsilasmadan gunumuze kadar aktarilagelmistir. Fakat son donemlerde, Mescid-i Aksâ’nin konumu ve mahiyeti hakkinda suphe verici birtakim iddialar ortaya atilmistir. Kimi arastirmacilar, Mescid-i Aksâ’nin gokyuzunde bulundugunu iddia ederlerken, kimileri de Hz. Peygamber zamaninda bu isimle bilinen bir ma’bed bulunmadigini, soz konusu mescidin daha sonra insa edildigini dolayisiyla buranin Mecid-i Aksâ olarak tanimlanan yer olmasinin mumkun olmadigini ileri surmektedirler. Bazi yazarlara gore de Kur’an’da bahsedilen mescid, Mekke yakinlarindaki Ci’râne bolgesinde bulunan bir mescittir. Bu noktada, Mescid-i Aksâ’nin tarihi surecteki varligi ve bu varligini korumus olup olmadigi konusunun, tarihi verilerle ne oranda ortustugu meselesi onemli hale gelmektedir. Makalede, bu tur problemler, agirlikli olarak Artuk Bey (o. 1091) ve Selahaddin Eyyubi’nin (o. 1193) yasadigi donemlerdeki mufessirlerin eserlerinde, ozellikle Isra suresi 1. ayetin tefsiri baglaminda dile getirdikleri gorusleri cercevesinde analiz edilecektir.","PeriodicalId":34205,"journal":{"name":"Journal of Islamic Jerusalem Studies","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2020-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Journal of Islamic Jerusalem Studies","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.31456/beytulmakdis.808262","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Beytulmakdis; binlerce yillik tarihiyle Yahudilik, Hiristiyanlik ve Islamiyet icin kutsal olarak kabul edilen bir sehirdir. Ilk kiblenin Kudus’te bulunan Mescid-i Aksâ olmasi, Hz. Muhammed’in Isrâ ve Mi’rac seyahatlerinde buraya ugramasi, sahih hadislerle birlikte, Mescid-i Aksâ’nin bizzat Kur’an’da zikredilip “cevresi bereketli kilinan bir yer” olarak vasiflandirilmasi, burayi Muslumanlar icin cok daha onemli bir hale getirmistir. Hz. Peygamberin ifadesiyle yeryuzunde ibadet icin insa edilen ikinci kutlu mekân olan Mescid-i Aksâ ve onun vatani olan Kudus, gunumuzde, Muslumanlar acisindan kutsalligindan hic bir sey yitirmis degildir. Ayrica Mescid-i Aksâ ve Kudus beraberligi yani Mescid-i Aksâ’nin Kudus sehrinde bulunan mubarek bir mekân oldugu gercegi, kayda deger bir muhalefetle karsilasmadan gunumuze kadar aktarilagelmistir. Fakat son donemlerde, Mescid-i Aksâ’nin konumu ve mahiyeti hakkinda suphe verici birtakim iddialar ortaya atilmistir. Kimi arastirmacilar, Mescid-i Aksâ’nin gokyuzunde bulundugunu iddia ederlerken, kimileri de Hz. Peygamber zamaninda bu isimle bilinen bir ma’bed bulunmadigini, soz konusu mescidin daha sonra insa edildigini dolayisiyla buranin Mecid-i Aksâ olarak tanimlanan yer olmasinin mumkun olmadigini ileri surmektedirler. Bazi yazarlara gore de Kur’an’da bahsedilen mescid, Mekke yakinlarindaki Ci’râne bolgesinde bulunan bir mescittir. Bu noktada, Mescid-i Aksâ’nin tarihi surecteki varligi ve bu varligini korumus olup olmadigi konusunun, tarihi verilerle ne oranda ortustugu meselesi onemli hale gelmektedir. Makalede, bu tur problemler, agirlikli olarak Artuk Bey (o. 1091) ve Selahaddin Eyyubi’nin (o. 1193) yasadigi donemlerdeki mufessirlerin eserlerinde, ozellikle Isra suresi 1. ayetin tefsiri baglaminda dile getirdikleri gorusleri cercevesinde analiz edilecektir.