{"title":"AN UNPUBLISHED POEM BELONGING DERZİ-ZÂDE ULVÎ, FOUND IN A POETRY MAGAZINE","authors":"Hamza Koç, Emre Şengül, Ferit Bülbül","doi":"10.12981/mahder.1418199","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"ÖZ: Asıl adı Mehmed olup Derzi-zâde lakabıyla tanınan Ulvî’nin doğum tarihi bilinmemektedir. Ulvî’den bahseden tezkireciler, şairin İstanbullu olduğu konusunda mutabıktırlar. Kardeşi Mustafa Çelebi’nin de Re’yî mahlasıyla şiirler yazması, onun edebî bir çevrede yetiştiğini göstermektedir. Ulvî’nin hayatının en önemli safhası Manisa müftüsü Muallim-zâde Ahmed Efendi’nin yanında ilim tahsil etmesiyle başlar. Zira Manisa’da bulunduğu sıralarda Kanuni’nin oğlu II. Selim’in musahiplerinden Celal Bey ve Turak Çelebi tarafından şehzadeye takdim edilmiş ve Turak Çelebi’nin yardımıyla birçok ihsana mazhar olmuştur. Ulvî, ayrıca II. Selim’e sunduğu kasidelerle şehzadenin takdirini kazanmış ve hem ilmî hem edebî anlamda kendisini yetiştirerek XVI. yüzyılın seçkin şairleri arasındaki yerini almayı başarmıştır. Fakat Turak Çelebi’nin Kanuni tarafından İstanbul’da idam ettirilmesi, şairi maddî ve manevî anlamda zora sokmuştur. Hamisinin katledilişinden duyduğu derin üzüntüyü dile getiren bir matla yazan Ulvî; bu şiirden rahatsız olan Kanuni’nin, hakkında çıkardığı hapis ve ölüm fermanı üzerine ortalardan kaybolmuş ve II. Selim’in tahta oturmasıyla tekrar İstanbul’a dönerek Hubbî Mollası adıyla şöhret kazanan Mehmed Vusûlî Efendi’ye mülazım olmuştur. Meyhane ve şaraba olan düşkünlüğünden dolayı hayatının son dönemlerini sefalet içerisinde geçirmiş ve 993/1585 yılında İstanbul’da ölmüştür. Ulvî, en önemli eseri olan Divan’ının yanında bir de Manisa Şehrengizi kaleme almıştır. Mazmun ve edebî sanat açısından zengin, sade ve akıcı bir üsluba sahip olan Ulvî’nin ayrıca birçok şiir mecmuasında manzumelerine rastlamak mümkündür. Bilindiği üzere şiir mecmuaları, divan şairlerinin manzumelerinin toplandığı ve kayıt altına alındığı önemli kültürel kaynaklarımızdandır. Dolayısıyla gerek divan sahibi birçok şairin divanında bulunmayan şiirleri ihtiva etmeleri gerekse döneminin edebî zevkini yansıtmaları açısından kayda değer öneme sahiptirler. Bu ehemmiyete binaen incelediğimiz Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi Y 0431’de kayıtlı şiir mecmuasında Ulvî’nin, biri Dîvân’ında yer almayan toplam üç gazeli bulunmaktadır. Bu çalışmada Ulvî’nin yayımlanmadığı tespit edilen bu gazelinin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulacak, söz konusu manzumenin Ulvî’ye aidiyeti tartışılacak ve çeviri yazılı metni sunulacaktır.","PeriodicalId":507751,"journal":{"name":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","volume":"35 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2024-03-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.12981/mahder.1418199","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
ÖZ: Asıl adı Mehmed olup Derzi-zâde lakabıyla tanınan Ulvî’nin doğum tarihi bilinmemektedir. Ulvî’den bahseden tezkireciler, şairin İstanbullu olduğu konusunda mutabıktırlar. Kardeşi Mustafa Çelebi’nin de Re’yî mahlasıyla şiirler yazması, onun edebî bir çevrede yetiştiğini göstermektedir. Ulvî’nin hayatının en önemli safhası Manisa müftüsü Muallim-zâde Ahmed Efendi’nin yanında ilim tahsil etmesiyle başlar. Zira Manisa’da bulunduğu sıralarda Kanuni’nin oğlu II. Selim’in musahiplerinden Celal Bey ve Turak Çelebi tarafından şehzadeye takdim edilmiş ve Turak Çelebi’nin yardımıyla birçok ihsana mazhar olmuştur. Ulvî, ayrıca II. Selim’e sunduğu kasidelerle şehzadenin takdirini kazanmış ve hem ilmî hem edebî anlamda kendisini yetiştirerek XVI. yüzyılın seçkin şairleri arasındaki yerini almayı başarmıştır. Fakat Turak Çelebi’nin Kanuni tarafından İstanbul’da idam ettirilmesi, şairi maddî ve manevî anlamda zora sokmuştur. Hamisinin katledilişinden duyduğu derin üzüntüyü dile getiren bir matla yazan Ulvî; bu şiirden rahatsız olan Kanuni’nin, hakkında çıkardığı hapis ve ölüm fermanı üzerine ortalardan kaybolmuş ve II. Selim’in tahta oturmasıyla tekrar İstanbul’a dönerek Hubbî Mollası adıyla şöhret kazanan Mehmed Vusûlî Efendi’ye mülazım olmuştur. Meyhane ve şaraba olan düşkünlüğünden dolayı hayatının son dönemlerini sefalet içerisinde geçirmiş ve 993/1585 yılında İstanbul’da ölmüştür. Ulvî, en önemli eseri olan Divan’ının yanında bir de Manisa Şehrengizi kaleme almıştır. Mazmun ve edebî sanat açısından zengin, sade ve akıcı bir üsluba sahip olan Ulvî’nin ayrıca birçok şiir mecmuasında manzumelerine rastlamak mümkündür. Bilindiği üzere şiir mecmuaları, divan şairlerinin manzumelerinin toplandığı ve kayıt altına alındığı önemli kültürel kaynaklarımızdandır. Dolayısıyla gerek divan sahibi birçok şairin divanında bulunmayan şiirleri ihtiva etmeleri gerekse döneminin edebî zevkini yansıtmaları açısından kayda değer öneme sahiptirler. Bu ehemmiyete binaen incelediğimiz Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi Y 0431’de kayıtlı şiir mecmuasında Ulvî’nin, biri Dîvân’ında yer almayan toplam üç gazeli bulunmaktadır. Bu çalışmada Ulvî’nin yayımlanmadığı tespit edilen bu gazelinin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulacak, söz konusu manzumenin Ulvî’ye aidiyeti tartışılacak ve çeviri yazılı metni sunulacaktır.