Adana ve Osmaniye illerinde yetiştirilen mısır bitkilerinde bakteriyel gövde çürüklüğü hastalığının saptanması ve biyolojik mücadele olanaklarının araştırılması
{"title":"Adana ve Osmaniye illerinde yetiştirilen mısır bitkilerinde bakteriyel gövde çürüklüğü hastalığının saptanması ve biyolojik mücadele olanaklarının araştırılması","authors":"Mizgin Keser, Raziye CETINKAYA YILDIZ, Y. Aysan","doi":"10.37908/mkutbd.1331813","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Mısır bitkisinde bakteriyel gövde çürüklüğü hastalığı etmeni Dickeya zeae yapraklarda sararma, kahverengileşme, gövdede yumuşama, nekroz ve kötü koku gibi hastalık belirtilerine neden olmaktadır. Bu çalışmada mısır Bakteriyel Gövde Çürüklüğü hastalığının Adana ve Osmaniye illerinde yaygınlığı ve biyolojik mücadele olanakları araştırılmıştır. Ceyhan, Kozan ve Kadirli ilçelerinde yapılan surveylerde hastalığın yaygınlık oranı %8, %9 ve %40 olarak tespit edilmiştir. Hastalığın görüldüğü tarlalarda, hastalığın bulunuş oranının %8-15 aralığında olduğu saptanmıştır. Hasta bitkilerden izole edilen bakteri izolatları geleneksel yöntemler, MALDI TOF MS ve PCR testleri kullanılarak Dickeya sp. olarak tanılanmıştır. Patojenin varlığı toprakta tespit edilemezken, sulama suyunda bulunduğu saptanmıştır. Patojenin sulama suyuyla sağlıklı tarlalara bulaşma riskinin olduğu bu çalışmayla ortaya konmuştur. Hastalığın biyolojik mücadelesinde 332 adet aday antagonist bakteri izolatı kullanılmış, 84 adet antagonist bakteri izolatının Dickeya sp.’ye karşı antibakteriyel etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Patates dilimlerinde yapılan yarı in vivo denemelerde 84 izolatın altısı pozitif kontrolden daha az çürüme oluşturmuştur. İki antagonist izolat (X77 ve OG/1-12 kodlu) çürümeyi sırasıyla %56 ve %27 oranında baskılamıştır. Bu antagonistlerin MALDI TOF MS analizi ile Bacillus cinsine ait türler olduğu belirlenmiştir. Kimyasal mücadelesi olmayan hastalık ile mücadelede etkili bölgesel antagonistin saptanması biyolojik mücadele açısından ümitvar bir sonuçtur.","PeriodicalId":18943,"journal":{"name":"Mustafa Kemal Üniversitesi Tarım Bilimleri Dergisi","volume":"15 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-09-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Mustafa Kemal Üniversitesi Tarım Bilimleri Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.37908/mkutbd.1331813","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Mısır bitkisinde bakteriyel gövde çürüklüğü hastalığı etmeni Dickeya zeae yapraklarda sararma, kahverengileşme, gövdede yumuşama, nekroz ve kötü koku gibi hastalık belirtilerine neden olmaktadır. Bu çalışmada mısır Bakteriyel Gövde Çürüklüğü hastalığının Adana ve Osmaniye illerinde yaygınlığı ve biyolojik mücadele olanakları araştırılmıştır. Ceyhan, Kozan ve Kadirli ilçelerinde yapılan surveylerde hastalığın yaygınlık oranı %8, %9 ve %40 olarak tespit edilmiştir. Hastalığın görüldüğü tarlalarda, hastalığın bulunuş oranının %8-15 aralığında olduğu saptanmıştır. Hasta bitkilerden izole edilen bakteri izolatları geleneksel yöntemler, MALDI TOF MS ve PCR testleri kullanılarak Dickeya sp. olarak tanılanmıştır. Patojenin varlığı toprakta tespit edilemezken, sulama suyunda bulunduğu saptanmıştır. Patojenin sulama suyuyla sağlıklı tarlalara bulaşma riskinin olduğu bu çalışmayla ortaya konmuştur. Hastalığın biyolojik mücadelesinde 332 adet aday antagonist bakteri izolatı kullanılmış, 84 adet antagonist bakteri izolatının Dickeya sp.’ye karşı antibakteriyel etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Patates dilimlerinde yapılan yarı in vivo denemelerde 84 izolatın altısı pozitif kontrolden daha az çürüme oluşturmuştur. İki antagonist izolat (X77 ve OG/1-12 kodlu) çürümeyi sırasıyla %56 ve %27 oranında baskılamıştır. Bu antagonistlerin MALDI TOF MS analizi ile Bacillus cinsine ait türler olduğu belirlenmiştir. Kimyasal mücadelesi olmayan hastalık ile mücadelede etkili bölgesel antagonistin saptanması biyolojik mücadele açısından ümitvar bir sonuçtur.