{"title":"UYGULAMALI HALK BİLİMİ VE KORUMA YAKLAŞIMLARI EKSENİNDE: KARAGÖZ GELENEĞİNİN AKTARIMI","authors":"Ece Ebru Bayar","doi":"10.56387/ahbvedebiyat.1297459","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Karagöz geleneği yüzlerce yıldır sürdürülen kadim bir gelenektir. Bu gelenek –diğer pek çok gelenekte olduğu gibi- süreç içerisinde değişmiş ve dönüşmüştür. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren Karagöz’ün icra ortamlarının gittikçe kaybolması, bu sanatçıların toplumda karşıladığı işlevleri başka aktörlerin üstlenişi (sinema, batılı tiyatro, TV, telefon v.b.) ve genç kuşağın bu sanata ilgisizliği gibi nedenler yok olma endişesini de beraberinde getirmiş ve geleneği dönüştürmüştür. Geleneğin, örgün, yaygın ve sargın eğitimin içinde olmaması, sanatçıların bu geleneği aktaracak ortamının olmaması, tek kültürlülüğü empoze eden siyasi ve sosyal güçlerin gençleri etki altına alması ve de gençlerin Karagöz’e olan ilgisizliği bu geleneğin en temel sorunlarındandır. Nesiller arası aktarımı zora sokan her olay geleneği de etkilemektedir. Bu makale genç kuşakların ilgisizliğinin uygulamalı halk bilimi yaklaşımlarıyla nasıl değiştirilebileceğine; Karagöz adının geçtiği her uygulamayı (Somut Olmayan Kültürel Miras’ın koruma yaklaşımını baz alarak) koruma olarak görmememiz gerektiğine ve geleneğin ‘doğru uygulamalarla’ aktarıldığında Karagöz’ün kendisine nasıl yeni aktarıcılar ve icra ortamları bulabileceğine odaklanmaktadır. Makalede geçmişteki Karagöz uygulamaları ile günümüzdeki Karagöz uygulamaları gerek alan araştırmasında elde ettiğimiz bulgularla gerek yaptığımız çalışmalarla kıyaslanmış; farklı örneklerden yola çıkılarak Karagöz geleneğinin yeni icra tarzları ve korumaya yararları- zararları tartışmaya açılmıştır. Örneklerden hareketle uygulamalı halk bilimi yaklaşımları aracılığıyla ve Karagöz geleneğinin işi bilen uzmanlar tarafından ve devlet desteğiyle yeni icracılar ve icra ortamları bulabileceği ve bunun Karagöz geleneğine olan ilgiyi arttırabileceği sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":505101,"journal":{"name":"Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi","volume":"30 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-10-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.56387/ahbvedebiyat.1297459","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Karagöz geleneği yüzlerce yıldır sürdürülen kadim bir gelenektir. Bu gelenek –diğer pek çok gelenekte olduğu gibi- süreç içerisinde değişmiş ve dönüşmüştür. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren Karagöz’ün icra ortamlarının gittikçe kaybolması, bu sanatçıların toplumda karşıladığı işlevleri başka aktörlerin üstlenişi (sinema, batılı tiyatro, TV, telefon v.b.) ve genç kuşağın bu sanata ilgisizliği gibi nedenler yok olma endişesini de beraberinde getirmiş ve geleneği dönüştürmüştür. Geleneğin, örgün, yaygın ve sargın eğitimin içinde olmaması, sanatçıların bu geleneği aktaracak ortamının olmaması, tek kültürlülüğü empoze eden siyasi ve sosyal güçlerin gençleri etki altına alması ve de gençlerin Karagöz’e olan ilgisizliği bu geleneğin en temel sorunlarındandır. Nesiller arası aktarımı zora sokan her olay geleneği de etkilemektedir. Bu makale genç kuşakların ilgisizliğinin uygulamalı halk bilimi yaklaşımlarıyla nasıl değiştirilebileceğine; Karagöz adının geçtiği her uygulamayı (Somut Olmayan Kültürel Miras’ın koruma yaklaşımını baz alarak) koruma olarak görmememiz gerektiğine ve geleneğin ‘doğru uygulamalarla’ aktarıldığında Karagöz’ün kendisine nasıl yeni aktarıcılar ve icra ortamları bulabileceğine odaklanmaktadır. Makalede geçmişteki Karagöz uygulamaları ile günümüzdeki Karagöz uygulamaları gerek alan araştırmasında elde ettiğimiz bulgularla gerek yaptığımız çalışmalarla kıyaslanmış; farklı örneklerden yola çıkılarak Karagöz geleneğinin yeni icra tarzları ve korumaya yararları- zararları tartışmaya açılmıştır. Örneklerden hareketle uygulamalı halk bilimi yaklaşımları aracılığıyla ve Karagöz geleneğinin işi bilen uzmanlar tarafından ve devlet desteğiyle yeni icracılar ve icra ortamları bulabileceği ve bunun Karagöz geleneğine olan ilgiyi arttırabileceği sonucuna ulaşılmıştır.