{"title":"THE PLACE OF HEADGEAR IN THE OTTOMAN: HAT BAN PRACTICES IN THE PERIODS OF ABDULHAMID II AND THE SECOND CONSTITUTIONAL","authors":"Kaya İmrag","doi":"10.16953/deusosbil.1355764","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Osmanlı-Türk modernleşmesinin en tartışmalı konularından biri başlık meselesidir. II. Mahmud döneminde ilk kez başlara giydirildiğinde ciddi tepkilere neden olan fes, zamanla dini bir hüviyet kazanmış ve Osmanlılık simgesi haline gelmiştir. Kültürel saiklerden dolayı, Osmanlıların zihin dünyasında, fes ile 19. yüzyılda İmparatorluğun birçok yerinde görülen Avrupalıların şapkası arasında bir karşıtlık ilişkisi kurulmuştur. Bu çalışmada, 1876-1914 yılları arasındaki şapka yasağı uygulamalarını içeren arşiv belgeleri etrafında Osmanlı’da başlık sorunu ele alınmaktadır. Ayrıca şapka giyilmemesi için tedbirlerin alındığı bölgelerin özellikleri, şapka giyenlerin meslekleri ve mensup oldukları sosyo-ekonomik çevreler, fes ve şapkaya dair algıyı net bir şekilde ortaya koyan ifadeler ve şapka yasaklarında etkili olan nedenler ortaya konulmaktadır. Bu çalışma, bu kültürel ve tarihsel arka planı göz ardı etmemekle birlikte, II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet dönemlerindeki şapka yasağı uygulamalarında, asıl belirleyici unsurun siyasal konjonktür olduğunu ortaya koymaktadır. İslamcılık politikası güden ve hilafeti öne çıkaran II. Abdülhamid fes gibi sembolik unsurlara önem vermiştir. Bu dönemde, İmparatorluğun kritik vilayetlerinin kopmasından duyulan endişe nedeniyle, fese, bu bölgelerde devletin varlığını gösteren bir “egemenlik” simgesi önemi atfedilmiştir. II. Meşrutiyet dönemindeki uygulamalar ise asayiş sorunu ve henüz tahkim edilmemiş bir rejimin güvenliğine yönelik kaygılardan etkilenmiştir. İttihat ve Terakki Fırkası, halkın galeyana getirilerek Meşrutiyet karşıtı bir harekete sevk edilebileceğinden endişe etmiştir.","PeriodicalId":503191,"journal":{"name":"Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi","volume":"16 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-10-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.16953/deusosbil.1355764","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Osmanlı-Türk modernleşmesinin en tartışmalı konularından biri başlık meselesidir. II. Mahmud döneminde ilk kez başlara giydirildiğinde ciddi tepkilere neden olan fes, zamanla dini bir hüviyet kazanmış ve Osmanlılık simgesi haline gelmiştir. Kültürel saiklerden dolayı, Osmanlıların zihin dünyasında, fes ile 19. yüzyılda İmparatorluğun birçok yerinde görülen Avrupalıların şapkası arasında bir karşıtlık ilişkisi kurulmuştur. Bu çalışmada, 1876-1914 yılları arasındaki şapka yasağı uygulamalarını içeren arşiv belgeleri etrafında Osmanlı’da başlık sorunu ele alınmaktadır. Ayrıca şapka giyilmemesi için tedbirlerin alındığı bölgelerin özellikleri, şapka giyenlerin meslekleri ve mensup oldukları sosyo-ekonomik çevreler, fes ve şapkaya dair algıyı net bir şekilde ortaya koyan ifadeler ve şapka yasaklarında etkili olan nedenler ortaya konulmaktadır. Bu çalışma, bu kültürel ve tarihsel arka planı göz ardı etmemekle birlikte, II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet dönemlerindeki şapka yasağı uygulamalarında, asıl belirleyici unsurun siyasal konjonktür olduğunu ortaya koymaktadır. İslamcılık politikası güden ve hilafeti öne çıkaran II. Abdülhamid fes gibi sembolik unsurlara önem vermiştir. Bu dönemde, İmparatorluğun kritik vilayetlerinin kopmasından duyulan endişe nedeniyle, fese, bu bölgelerde devletin varlığını gösteren bir “egemenlik” simgesi önemi atfedilmiştir. II. Meşrutiyet dönemindeki uygulamalar ise asayiş sorunu ve henüz tahkim edilmemiş bir rejimin güvenliğine yönelik kaygılardan etkilenmiştir. İttihat ve Terakki Fırkası, halkın galeyana getirilerek Meşrutiyet karşıtı bir harekete sevk edilebileceğinden endişe etmiştir.