{"title":"Japonya'nın Siber Güvenlik Politikası","authors":"Fulya Köksoy","doi":"10.52642/susbed.1348365","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Son dönemde yüksek yoğunluklu bir şekilde hayatımıza entegre olan bilgi ve iletişim teknolojileri, dijital çağın sunduğu en önemli avantajlardan birini teşkil etmektedir. Öte yandan, sürekli değişim ve dönüşüm geçiren bilgi ve iletişim teknolojileri içerisinde büyük riskleri barındırarak, güvenlik tehditlerinin yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Bu noktada sadece devletlerin değil aynı zamanda kurumların ve bireylerin karşı karşıya kaldığı siber saldırılar, dijital çağın kırılgan yapısına işaret etmekte ve siber güvenlik kavramına alan açmaktadır. Siber güvenlik, özellikle son yıllarda üzerinde çalışılan, politikalar ve/veya stratejiler geliştirilen, sadece teorik düzeyde değil pratik boyutta da ne gibi adımlar atılabileceğinin sorgulandığı ve daha da ileri gidilerek evrensel bir mekanizma oluşturulabilinir mi? sorusuna cevap aranan popüler bir konuyu yansıtmaktadır. Siber güvenliğin sağlanması konusunun bu denli önem arz etmesi ekseninde Japonya’da dijital dünya kaynaklı tehditlere yönelik farkındalık taşımakta ve siber güvenliğe ilişkin politikalar geliştirmeye çalışmaktadır. Nitekim Japonya’nın bu alana ilişkin politikalarını geliştirilmesinde genel olarak her yıl milyonlarca siber saldırı yaşaması etkili olurken bu saldırıların özellikle Çin, Kuzey Kore ve Rusya kaynaklı olduğu belirtilmektedir. Bu noktada Japonya siber güvenlik politikalarını çok daha etkin hâle getirmeye çalışmaktadır. Dijital çağın hız kesmeden değişim ve dönüşüm geçirmesi hususuna ayak uydurmaya çalışan Japonya aslında bir siber güç değildir. Buna rağmen siber güvenliğin korunması konusu üzerine büyük oranda eğildiği ve bu alana ilişkin yoğun çaba gösterdiği görülmektedir. Bu minvalden hareketle söz konusu çalışmada Japonya’nın siber güvenlik politikaları analiz edilmektedir. Ayrıca, betimsel analiz yöntemiyle oluşturulan ve Japonya’nın siber güvenliğinin sağlanmasına yönelik politikalarını inceleyen bu çalışma, elde edilen çıktılar üzerine tarihsel kurumsalcılık teorisi ve iş birliği modeli ekseninde bir okuma yapmaktadır.","PeriodicalId":506234,"journal":{"name":"Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi","volume":"70 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.52642/susbed.1348365","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Son dönemde yüksek yoğunluklu bir şekilde hayatımıza entegre olan bilgi ve iletişim teknolojileri, dijital çağın sunduğu en önemli avantajlardan birini teşkil etmektedir. Öte yandan, sürekli değişim ve dönüşüm geçiren bilgi ve iletişim teknolojileri içerisinde büyük riskleri barındırarak, güvenlik tehditlerinin yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Bu noktada sadece devletlerin değil aynı zamanda kurumların ve bireylerin karşı karşıya kaldığı siber saldırılar, dijital çağın kırılgan yapısına işaret etmekte ve siber güvenlik kavramına alan açmaktadır. Siber güvenlik, özellikle son yıllarda üzerinde çalışılan, politikalar ve/veya stratejiler geliştirilen, sadece teorik düzeyde değil pratik boyutta da ne gibi adımlar atılabileceğinin sorgulandığı ve daha da ileri gidilerek evrensel bir mekanizma oluşturulabilinir mi? sorusuna cevap aranan popüler bir konuyu yansıtmaktadır. Siber güvenliğin sağlanması konusunun bu denli önem arz etmesi ekseninde Japonya’da dijital dünya kaynaklı tehditlere yönelik farkındalık taşımakta ve siber güvenliğe ilişkin politikalar geliştirmeye çalışmaktadır. Nitekim Japonya’nın bu alana ilişkin politikalarını geliştirilmesinde genel olarak her yıl milyonlarca siber saldırı yaşaması etkili olurken bu saldırıların özellikle Çin, Kuzey Kore ve Rusya kaynaklı olduğu belirtilmektedir. Bu noktada Japonya siber güvenlik politikalarını çok daha etkin hâle getirmeye çalışmaktadır. Dijital çağın hız kesmeden değişim ve dönüşüm geçirmesi hususuna ayak uydurmaya çalışan Japonya aslında bir siber güç değildir. Buna rağmen siber güvenliğin korunması konusu üzerine büyük oranda eğildiği ve bu alana ilişkin yoğun çaba gösterdiği görülmektedir. Bu minvalden hareketle söz konusu çalışmada Japonya’nın siber güvenlik politikaları analiz edilmektedir. Ayrıca, betimsel analiz yöntemiyle oluşturulan ve Japonya’nın siber güvenliğinin sağlanmasına yönelik politikalarını inceleyen bu çalışma, elde edilen çıktılar üzerine tarihsel kurumsalcılık teorisi ve iş birliği modeli ekseninde bir okuma yapmaktadır.