{"title":"Tüsterî Tefsirinden Bazı Tasavvufî Yorum Örnekleri","authors":"M. Demirci","doi":"10.32739/ustad.2023.4.53","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Kur’ân’ı, Allah’ın vahyini daha iyi, daha derinden anlamak, onu hissetmek, onunla hemhal olmak amacıyla tefsir kitapları yazılmıştır. Bunların dirâyet (akla dayanan), rivâyet (nakle dayanan) türleri yanında bir de işârî olanları vardır. Bunlara tasavvufî tefsir denir. Bir kudsi hadiste kendisine nafilelerle yaklaşan kulunu Allah’ın sevdiği, böylece onun “... işiten kulağı, gören gözü, tutan eli…” olduğu belirtilir. Bu tür kimselerin kalblerine, O’nun zikri ve fikri sırasında nice derin mânâlar doğar ki, onları tefsir kitaplarında bulmak mümkün olmaz. Onlar bu noktaya yine Kur’ân’ın ışığında gelmişlerdir. İşte Hak dostlarından bir kısmı içlerine doğan ince mânâların bazılarını söylemiş veya yazmışlardır.","PeriodicalId":422995,"journal":{"name":"Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Dergisi","volume":"16 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.32739/ustad.2023.4.53","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Kur’ân’ı, Allah’ın vahyini daha iyi, daha derinden anlamak, onu hissetmek, onunla hemhal olmak amacıyla tefsir kitapları yazılmıştır. Bunların dirâyet (akla dayanan), rivâyet (nakle dayanan) türleri yanında bir de işârî olanları vardır. Bunlara tasavvufî tefsir denir. Bir kudsi hadiste kendisine nafilelerle yaklaşan kulunu Allah’ın sevdiği, böylece onun “... işiten kulağı, gören gözü, tutan eli…” olduğu belirtilir. Bu tür kimselerin kalblerine, O’nun zikri ve fikri sırasında nice derin mânâlar doğar ki, onları tefsir kitaplarında bulmak mümkün olmaz. Onlar bu noktaya yine Kur’ân’ın ışığında gelmişlerdir. İşte Hak dostlarından bir kısmı içlerine doğan ince mânâların bazılarını söylemiş veya yazmışlardır.