{"title":"İran Sefiri Prens Erfauddevle ve Barış Mesnevisi (Âvâze-i Bezm-i Sulh-i Lahey)","authors":"A.Hilâl Kalkandelen","doi":"10.16947/fsmia.1408488","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Prens Erfauddevle Mirza Rıza Dâniş Han (1854-1930), İran’ın göçmen ailelerinden birine mensup üst düzey görevlerde bulunmuş bir zattır. Emir subaylığı, büyükelçilik danışmanlığı, dışişleri bakanlığı, başbakanlık ve elçilik yaptığı görevler arasındadır. Erfauddevle Tahran’da ihtiyaç sahibi öğrencilerin eğitimine katkıda bulunmak amacıyla okul kurmuş bir hayırsever, İstanbul’a göç eden İranlıların isteklerini üst makamlara iletmede İran’ın resmi bir temsilcisidir. Örnek kişiliğinin yanında Erfauddevle iyi bir edebiyatçıdır. “Rüşdiye” adıyla alfabenin ıslahı konusunda bir risale yazmış ve bu risale İstanbul’da basılmıştır. Dönemin gazetelerinde yazdığı yazılar ve kitaplar dışında şiire olan tutkusunu okuyarak ve mesneviler yazarak göstermiştir. Bunlardan biri İstanbul’da büyükelçi iken yazdığı iki yüz beyitlik bir mesnevidir. Diğer bir mesnevi de Erfauddevle’nin 1899 yılında Lahey şehrinde sözcü olarak katıldığı konferansta, “Barış Mesnevîsi” adıyla okuduğu, bizim de üzerinde çalıştığımız mesnevidir. Farsça yazılmış olan bu mesnevi, Mustafa Reşit Paşa (1277/1861-1355/1936) tarafından tercüme edilmiştir. Mustafa Reşit Paşa, İstanbul’da Maarif Nezareti dairelerinde mümeyyizlik ve müdürlük yapmış bir şairdir ve yazdığı risalelerle meşhur olmuştur, pek çok eseri bulunmaktadır. Erfauddevle’nin Mesnevi-i Tûl-i ‘Omr-i Tabiî-i İnsan ve Âvâze-i Bezm-i Sulh-i Lahey isimli Farsça mesnevilerini Osmanlı alfabesi ile manzum olarak tercüme etmiştir. İlk mesnevi hakkında bir yüksek lisans tezi yapılmış ve eser tanıtılmıştır. İkinci mesnevi hakkında ise akademik bir çalışma yoktur. Bu amaçla mesnevi Farsça metni ve Osmanlıca tercümesi ile ortaya konmuş, İranlı sefir, şair kimliğiyle tanıtılmıştır.","PeriodicalId":507975,"journal":{"name":"FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi","volume":"18 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.16947/fsmia.1408488","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Prens Erfauddevle Mirza Rıza Dâniş Han (1854-1930), İran’ın göçmen ailelerinden birine mensup üst düzey görevlerde bulunmuş bir zattır. Emir subaylığı, büyükelçilik danışmanlığı, dışişleri bakanlığı, başbakanlık ve elçilik yaptığı görevler arasındadır. Erfauddevle Tahran’da ihtiyaç sahibi öğrencilerin eğitimine katkıda bulunmak amacıyla okul kurmuş bir hayırsever, İstanbul’a göç eden İranlıların isteklerini üst makamlara iletmede İran’ın resmi bir temsilcisidir. Örnek kişiliğinin yanında Erfauddevle iyi bir edebiyatçıdır. “Rüşdiye” adıyla alfabenin ıslahı konusunda bir risale yazmış ve bu risale İstanbul’da basılmıştır. Dönemin gazetelerinde yazdığı yazılar ve kitaplar dışında şiire olan tutkusunu okuyarak ve mesneviler yazarak göstermiştir. Bunlardan biri İstanbul’da büyükelçi iken yazdığı iki yüz beyitlik bir mesnevidir. Diğer bir mesnevi de Erfauddevle’nin 1899 yılında Lahey şehrinde sözcü olarak katıldığı konferansta, “Barış Mesnevîsi” adıyla okuduğu, bizim de üzerinde çalıştığımız mesnevidir. Farsça yazılmış olan bu mesnevi, Mustafa Reşit Paşa (1277/1861-1355/1936) tarafından tercüme edilmiştir. Mustafa Reşit Paşa, İstanbul’da Maarif Nezareti dairelerinde mümeyyizlik ve müdürlük yapmış bir şairdir ve yazdığı risalelerle meşhur olmuştur, pek çok eseri bulunmaktadır. Erfauddevle’nin Mesnevi-i Tûl-i ‘Omr-i Tabiî-i İnsan ve Âvâze-i Bezm-i Sulh-i Lahey isimli Farsça mesnevilerini Osmanlı alfabesi ile manzum olarak tercüme etmiştir. İlk mesnevi hakkında bir yüksek lisans tezi yapılmış ve eser tanıtılmıştır. İkinci mesnevi hakkında ise akademik bir çalışma yoktur. Bu amaçla mesnevi Farsça metni ve Osmanlıca tercümesi ile ortaya konmuş, İranlı sefir, şair kimliğiyle tanıtılmıştır.