Ethem Baran’ın Emanet Gölgeler Defteri Romanında Yabancılaşma

Büşra Bora
{"title":"Ethem Baran’ın Emanet Gölgeler Defteri Romanında Yabancılaşma","authors":"Büşra Bora","doi":"10.29000/rumelide.1396764","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Kavram olarak yabancılaşma, hayattan herhangi bir tat alamayan ve sosyal kabullere uymakta zorlanan kişinin zamanla öz benliğinden kopması ile çevresinden kendini soyutlayarak yabancılaşmasıdır. Bir başka deyişle insanın varoluşundan kopuşuna karşılık gelmektedir. Bu kopuş özellikle roman türünde derinden hissedilmektedir. Yaşamın akışında sürekli olarak değişen formlara uyum sağlayamayan birey, kendiliğini koruyamaz; gördüğü, düşündüğü, dokunduğu her şey ile arasına mesafe koyarak kendisini soyutlar. Zamanın ve yaşamın gölgesinde yaşayarak parçalanmış benliğiyle ne yapacağını bilemeyen ve giderek yabancılaşan birey, romanların merkezinde konumlanır. Özellikle yalnızlık hissi, hezeyanlar, bunalımlar bireyin iç sıkıntısını artırarak doruğa ulaştırmaktadır. Çünkü bu noktada birey kendi dışına çıkıp varlığını kuramamaktadır. Geçmişle gelecek arasındaki örüntüleri tayin edemediğinden aşkın amaçları kovalayamamaktadır. Sürüp giden gündelik hayatın kalıplaşmış edimleri arasında varoluşunu ve yaratıcılığını geri planda bırakmaktadır. Zaman içinde benliğini keşfetmekten uzaklaşan insan kendine ve her şeye yabancılaşmaktadır. “Emanet Gölgeler Defteri” romanında da 12 Eylül öncesinde yaşanan siyasi çalkantılar, eğitim, aşk ve yazarlık uğraşı Yağız’ın yabancılaşmasını gözler önüne sermektedir. Çünkü o, modern dünyada kendini eğreti görmektedir. Duygu ve hayat durumları açısından yoksullaşan bu dünyada kahramanın arzusu, tanıdığı kimselerde onlara yansıyan kendi benliğini görmektir. Arzusuna kavuşamayacağını anladığında sarsılan kahraman, benliğinin derinliklerinde özünü kaybederek mekâna, topluma, kendine yabancılaşmıştır. Söz konusu yabancılaşma roman başkişisinin varlık ile yokluk arasında gidip gelişlerini dahası çağın temel sorunsalını ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":509346,"journal":{"name":"RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi","volume":"12 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.29000/rumelide.1396764","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

Kavram olarak yabancılaşma, hayattan herhangi bir tat alamayan ve sosyal kabullere uymakta zorlanan kişinin zamanla öz benliğinden kopması ile çevresinden kendini soyutlayarak yabancılaşmasıdır. Bir başka deyişle insanın varoluşundan kopuşuna karşılık gelmektedir. Bu kopuş özellikle roman türünde derinden hissedilmektedir. Yaşamın akışında sürekli olarak değişen formlara uyum sağlayamayan birey, kendiliğini koruyamaz; gördüğü, düşündüğü, dokunduğu her şey ile arasına mesafe koyarak kendisini soyutlar. Zamanın ve yaşamın gölgesinde yaşayarak parçalanmış benliğiyle ne yapacağını bilemeyen ve giderek yabancılaşan birey, romanların merkezinde konumlanır. Özellikle yalnızlık hissi, hezeyanlar, bunalımlar bireyin iç sıkıntısını artırarak doruğa ulaştırmaktadır. Çünkü bu noktada birey kendi dışına çıkıp varlığını kuramamaktadır. Geçmişle gelecek arasındaki örüntüleri tayin edemediğinden aşkın amaçları kovalayamamaktadır. Sürüp giden gündelik hayatın kalıplaşmış edimleri arasında varoluşunu ve yaratıcılığını geri planda bırakmaktadır. Zaman içinde benliğini keşfetmekten uzaklaşan insan kendine ve her şeye yabancılaşmaktadır. “Emanet Gölgeler Defteri” romanında da 12 Eylül öncesinde yaşanan siyasi çalkantılar, eğitim, aşk ve yazarlık uğraşı Yağız’ın yabancılaşmasını gözler önüne sermektedir. Çünkü o, modern dünyada kendini eğreti görmektedir. Duygu ve hayat durumları açısından yoksullaşan bu dünyada kahramanın arzusu, tanıdığı kimselerde onlara yansıyan kendi benliğini görmektir. Arzusuna kavuşamayacağını anladığında sarsılan kahraman, benliğinin derinliklerinde özünü kaybederek mekâna, topluma, kendine yabancılaşmıştır. Söz konusu yabancılaşma roman başkişisinin varlık ile yokluk arasında gidip gelişlerini dahası çağın temel sorunsalını ortaya koymaktadır.
埃特姆-巴兰小说《影子安全书》中的疏离感
作为一个概念,"异化 "是指一个人长期脱离自我,将自己与环境隔绝开来,无法从生活中获得任何滋味,难以符合社会的认可。换句话说,它相当于人对自身存在的脱离。这种脱离感在小说体裁中尤为深刻。个体无法适应生命之流中不断变化的形式,无法保护自我,只能将自己与所见、所思、所触的一切隔绝开来。生活在时间和生活的阴影中,不知道该如何面对支离破碎的自我,逐渐变得疏离的个体是小说的中心。尤其是孤独感、妄想和压抑,加剧了个体内心的苦闷,并将其推向高潮。因为此时,个体无法走出自我,无法确立自己的存在。由于无法确定过去和未来之间的模式,他也就无法追求超越性的目标。他将自己的存在和创造力置于日常生活的刻板行为之中。随着时间的推移,远离发现自我的人变得疏远自己和一切。在小说《影子安全笔记本》中,"9-12 "之前的政治动荡、教育、爱情和写作揭示了亚吉兹的疏离感。因为他认为自己与现代世界格格不入。在这个情感和生活境遇贫乏的世界里,主人公的愿望是看到自己在所遇到的人身上得到反映。当主人公意识到自己的愿望无法实现时,他动摇了,他在自我深处失去了本质,变得与地方、社会和自己疏离。这种疏离感揭示了主人公在存在与不存在之间的摇摆,也是这个时代的根本问题。
本文章由计算机程序翻译,如有差异,请以英文原文为准。
求助全文
约1分钟内获得全文 求助全文
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信