{"title":"Kufic Inscriptions on the Buildings Built in the Last Century of the Ottoman Empire","authors":"Erdem Göktepe","doi":"10.61304/did.1353871","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Öz \nTezyini Kûfî yazı, Anadolu’da ilk olarak Selçuklu mimârî ve yazılı eserleriyle belirmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında tezyini Kûfi yazı Bursa, Edirne, İznik mimârî si ve çinilerinde görülürken, yönetim merkezinin İstanbul’a taşınmasından sonra mimârî alanda giderek azalmıştır. Bu dönemde yetişen Şeyh Hamdullah ve takipçileriyle birlikte Osmanlı hat sanatında “Celi Sülüs” yazı türü yaygınlaşmış, sanat ve mimârî alanında en sık kullanılan yazı türü haline gelmiştir. \nOsmanlı Devleti’nde 16. yy. ile 19. yy. sonlarına kadar tezyini Kûfi yazı kullanımı sınırlı kalmıştır. Tezyini Kûfi yazı kullanımı 1863 senesinde yapımı tamamlanan Kağıthane Sadabad Camii mihrap yazısı ile üç asır aradan sonra tekrar Osmanlı mimarisinde görülmeye başlamıştır. 19. yy. son döneminde yazar, matbaacı ve sanatkâr olan Ebüzziyâ Mehmed Tevfik Bey, mimarî, tezyinât, tekstil, yayıncılık gibi farklı alanlarda tezyini Kûfi yazıyı uygulayarak, kullanımı bırakılmış olan yazının Osmanlı Devletinin son döneminde tekrar yaygınlaşmasına öncülük etmiştir. \nTezyini Kûfi yazı, Osmanlı Devletinin son yüz yılında bir çok kamu kurumu ve dini yapıda, bir çok kurum levhası, cami ve mescid mihraplarında kullanıldığı görülmektedir. Tezyini Kûfi yazı özellikle Sultan II.Abdülhamit devrinde imar edilen yapılarda kullanılmıştır. \nAraştırmada Birinci Ulusal mimarlık akımı olarak bilinen ve 19. yüzyıl sonu ile 20. Yüzyıl başı arasında yapılan pek çok Osmanlı dönemi yapısında tezyini Kûfi yazının yapı içlerinde ve kurumların levhalarında tercih edildiği görülmektedir. Özellikle Sultan II. Abdülhamid dönemi Osmanlı mimarisindeki resmî kurumlarda Kûfi yazı uygulamalarının tercih edilmesi, devlet yönetiminin ülkeyi modernleştirerek yeni bir kimlik inşa etme hedefleri doğrultusunda farklı ve yenilikçi bir bakış olarak tezyini Kûfi yazıyı bilinçli olarak tercih ettiğine işaret etmektedir.","PeriodicalId":476317,"journal":{"name":"Diyanet İlmi Dergi","volume":"3 39","pages":""},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-12-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Diyanet İlmi Dergi","FirstCategoryId":"0","ListUrlMain":"https://doi.org/10.61304/did.1353871","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Öz
Tezyini Kûfî yazı, Anadolu’da ilk olarak Selçuklu mimârî ve yazılı eserleriyle belirmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında tezyini Kûfi yazı Bursa, Edirne, İznik mimârî si ve çinilerinde görülürken, yönetim merkezinin İstanbul’a taşınmasından sonra mimârî alanda giderek azalmıştır. Bu dönemde yetişen Şeyh Hamdullah ve takipçileriyle birlikte Osmanlı hat sanatında “Celi Sülüs” yazı türü yaygınlaşmış, sanat ve mimârî alanında en sık kullanılan yazı türü haline gelmiştir.
Osmanlı Devleti’nde 16. yy. ile 19. yy. sonlarına kadar tezyini Kûfi yazı kullanımı sınırlı kalmıştır. Tezyini Kûfi yazı kullanımı 1863 senesinde yapımı tamamlanan Kağıthane Sadabad Camii mihrap yazısı ile üç asır aradan sonra tekrar Osmanlı mimarisinde görülmeye başlamıştır. 19. yy. son döneminde yazar, matbaacı ve sanatkâr olan Ebüzziyâ Mehmed Tevfik Bey, mimarî, tezyinât, tekstil, yayıncılık gibi farklı alanlarda tezyini Kûfi yazıyı uygulayarak, kullanımı bırakılmış olan yazının Osmanlı Devletinin son döneminde tekrar yaygınlaşmasına öncülük etmiştir.
Tezyini Kûfi yazı, Osmanlı Devletinin son yüz yılında bir çok kamu kurumu ve dini yapıda, bir çok kurum levhası, cami ve mescid mihraplarında kullanıldığı görülmektedir. Tezyini Kûfi yazı özellikle Sultan II.Abdülhamit devrinde imar edilen yapılarda kullanılmıştır.
Araştırmada Birinci Ulusal mimarlık akımı olarak bilinen ve 19. yüzyıl sonu ile 20. Yüzyıl başı arasında yapılan pek çok Osmanlı dönemi yapısında tezyini Kûfi yazının yapı içlerinde ve kurumların levhalarında tercih edildiği görülmektedir. Özellikle Sultan II. Abdülhamid dönemi Osmanlı mimarisindeki resmî kurumlarda Kûfi yazı uygulamalarının tercih edilmesi, devlet yönetiminin ülkeyi modernleştirerek yeni bir kimlik inşa etme hedefleri doğrultusunda farklı ve yenilikçi bir bakış olarak tezyini Kûfi yazıyı bilinçli olarak tercih ettiğine işaret etmektedir.