{"title":"Bir kadın kahraman olarak Andromakhe'nin yolculuğu ve resim sanatında betimlenişi","authors":"Ezgi Yemencioğlu Negir","doi":"10.31566/arts.2213","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Mit, masal ve söylenceler tarihsel gerçeklere ışık tutabilecek, toplumsal, kültürel, sembolik, psikolojik vb. pek çok anlamı barındıran ve bu bilgileri kuşaktan kuşağa aktaran kaynaklardır. Kahraman ise bu anlatılarda eylemin merkezinde, harekete geçen, maceraya atılan kişidir. Çağlar boyunca ataerkil toplum yapısının yerleşik değerleri doğrultusunda maceralara atılan, türlü badireler atlatarak zaferlere ulaşan bu kahramanlar, zihinlerimizde hep eril figürler olarak yer etmiştir. Oysa mitoloji pek çok kadın karakterin, detayları fazla bilinmeyen kahramanca mücadelesini ve yolculuğunu da içerir. Bu söylencelerde ataerkil toplumsal yapıya temellenen erkek dünyasının kadına yönelen bakışını ve kadının yaşantısı üzerinde kurguladığı ideali görmek mümkündür. Bu bağlamda Homeros’tan Euripides’e, Vergilius’tan Racine’e pek çok ozanın eserlerinde adından ve öyküsünden bahsedilen Andromakhe yerinde bir örnek olacaktır. Onun öyküsü prensesi olduğu Thebe kentinden başlar, Troya’ya gelin gider. Akhilleus’un ailesini katledişi, Hektor’un ölümü, Troya’nın düşüşü ve oğulları Astyanaks’ın öldürülüşü çileli yaşamının yalnızca bir bölümüdür. Onun yolculuğu kocasını öldüren adamın oğluna köle olarak devam eder. Andromakhe Vergilius’un Aeneas destanında bir kez daha karşımıza çıkar. Neoptolemos öldürülünce yine bir Troyalı prens olan Helenos’la evlenmiş, kocasının yönetimindeki Epirus’un kraliçesi olmuştur. Yaşantısının yönünü belirleyen tüm bu sert rüzgârlara rağmen Andromakhe tüm bu eserlerde dirayetli, onurlu, erdemli, yiğit ve bilinçli bir kadın olarak tasvir edilmiş ve bir kadın kahraman olarak yüceltilmiştir. Çağımızda toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl biçimlendiğine geçmişin örnekleri ışığında bakacak olduğumuzda Andromakhe’ye biçilen rollerin eril bakış açısına göre belirlenmiş ideal kadına karşılık geldiği düşünülebilir. Andromakhe karakterinin büyük ozanların edebi eserlerindeki tasviri, yaşadıkları çağın bakış açısını ele verdiği gibi yazarın düşünceleri ile de biçimlenmiş görünmektedir. Diğer yandan sanat tarihini de derinden etkileyen ve destanlar içinde kendine yer bulan bir kadın kahraman olarak Andromakhe’nin hikâyesi, hemen hepsi erkek sanatçılar tarafından resmedilen betimlemeleriyle de eril dünyanın gözünden gösterilmektedir. Bu çalışmada Andromakhe bir kahraman figürü olarak önerilmiş ve onun erkek kahramanların şöhretinin gölgesinde kalmış hikâyesi araştırılmıştır. Resim sanatındaki örnekler arasında Andromakhe’nin yer aldığı resimler taranmış ve ulaşılan eserlerde konunun ele alınış biçimi incelenmiştir.","PeriodicalId":45918,"journal":{"name":"International Journal of Arts Management","volume":"289 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.6000,"publicationDate":"2023-10-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"International Journal of Arts Management","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.31566/arts.2213","RegionNum":4,"RegionCategory":"管理学","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"0","JCRName":"HUMANITIES, MULTIDISCIPLINARY","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Mit, masal ve söylenceler tarihsel gerçeklere ışık tutabilecek, toplumsal, kültürel, sembolik, psikolojik vb. pek çok anlamı barındıran ve bu bilgileri kuşaktan kuşağa aktaran kaynaklardır. Kahraman ise bu anlatılarda eylemin merkezinde, harekete geçen, maceraya atılan kişidir. Çağlar boyunca ataerkil toplum yapısının yerleşik değerleri doğrultusunda maceralara atılan, türlü badireler atlatarak zaferlere ulaşan bu kahramanlar, zihinlerimizde hep eril figürler olarak yer etmiştir. Oysa mitoloji pek çok kadın karakterin, detayları fazla bilinmeyen kahramanca mücadelesini ve yolculuğunu da içerir. Bu söylencelerde ataerkil toplumsal yapıya temellenen erkek dünyasının kadına yönelen bakışını ve kadının yaşantısı üzerinde kurguladığı ideali görmek mümkündür. Bu bağlamda Homeros’tan Euripides’e, Vergilius’tan Racine’e pek çok ozanın eserlerinde adından ve öyküsünden bahsedilen Andromakhe yerinde bir örnek olacaktır. Onun öyküsü prensesi olduğu Thebe kentinden başlar, Troya’ya gelin gider. Akhilleus’un ailesini katledişi, Hektor’un ölümü, Troya’nın düşüşü ve oğulları Astyanaks’ın öldürülüşü çileli yaşamının yalnızca bir bölümüdür. Onun yolculuğu kocasını öldüren adamın oğluna köle olarak devam eder. Andromakhe Vergilius’un Aeneas destanında bir kez daha karşımıza çıkar. Neoptolemos öldürülünce yine bir Troyalı prens olan Helenos’la evlenmiş, kocasının yönetimindeki Epirus’un kraliçesi olmuştur. Yaşantısının yönünü belirleyen tüm bu sert rüzgârlara rağmen Andromakhe tüm bu eserlerde dirayetli, onurlu, erdemli, yiğit ve bilinçli bir kadın olarak tasvir edilmiş ve bir kadın kahraman olarak yüceltilmiştir. Çağımızda toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl biçimlendiğine geçmişin örnekleri ışığında bakacak olduğumuzda Andromakhe’ye biçilen rollerin eril bakış açısına göre belirlenmiş ideal kadına karşılık geldiği düşünülebilir. Andromakhe karakterinin büyük ozanların edebi eserlerindeki tasviri, yaşadıkları çağın bakış açısını ele verdiği gibi yazarın düşünceleri ile de biçimlenmiş görünmektedir. Diğer yandan sanat tarihini de derinden etkileyen ve destanlar içinde kendine yer bulan bir kadın kahraman olarak Andromakhe’nin hikâyesi, hemen hepsi erkek sanatçılar tarafından resmedilen betimlemeleriyle de eril dünyanın gözünden gösterilmektedir. Bu çalışmada Andromakhe bir kahraman figürü olarak önerilmiş ve onun erkek kahramanların şöhretinin gölgesinde kalmış hikâyesi araştırılmıştır. Resim sanatındaki örnekler arasında Andromakhe’nin yer aldığı resimler taranmış ve ulaşılan eserlerde konunun ele alınış biçimi incelenmiştir.
期刊介绍:
Through publication of the International Journal of Arts Management, the Carmelle and Rémi Marcoux Chair in Arts Management contributes to HEC Montréal’s global reach while consolidating its position as a world leader in research on cultural organizations. The Chair publishes teaching materials that are used in several universities both in Quebec and elsewhere. A prime example is the book Marketing Culture and the Arts, which has been translated into 11 languages. The Chair also publishes research and conference proceedings on topics of interest to managers in the arts and cultural sector. Aims: offers insight into management processes, and the ways in which arts organizations operate within the various disciplines of management, including marketing, human resources, finance, accounting, production and operation processes, and administration; identifies and encourages the development of best practices in the management of culture and the arts, and promotes their use through the publication of case studies and analyses; addresses current issues of key relevance to cultural and arts organizations in a rigorous and detailed fashion; presents studies, measurements, and other empirical research in the field of arts and cultural management; provides a forum for challenging and debating coherent theories and models, as well as their application in cultural and arts practice.