Hatice Büşra KARA, Şerife AKKOCA, Şule Sidrenur ÖZTÜRK, İsmail TUFAN
{"title":"Demographic Fault Lines in Türkiye the Causes and Consequences of Demographic Aging From the Perspective of Gerontology: Traditional Review","authors":"Hatice Büşra KARA, Şerife AKKOCA, Şule Sidrenur ÖZTÜRK, İsmail TUFAN","doi":"10.5336/jgeront.2023-98011","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Türkiye'de yaşlı nüfus oranı hızla yükselmektedir ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de demografik yapıya olan etkileri artmaktadır. Yaşlı nüfus, kronik hastalıklara daha yatkın olmaları nedeniyle nüfusun geneline kıyasla daha fazla sağlık hizmetine ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte emeklilik maaşı ve sosyal güvenlik hizmetlerine olan artan talepleri sosyal güvenliğin sürdürülebilirliğini zorlaştırmıştır. Yaşlı nüfusun sağlık, sosyal hizmetler, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemine olan etkileri bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler almayı gerektirmektedir. Sosyal politikanın sistemleri iyileştirmeye ve mevcut olmayanı sisteme dâhil etmeye yönelik çalışmaları yaşlı nüfusun demografik yapıya etkilerinin en aza indirilebilmesi için önem arz etmektedir. Sosyal politikaların temel dayanağını anayasa oluşturmaktadır. Sosyal devlet kavramı, eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde sosyal politikaların bireylerin refahını artırmak ve ihtiyaçlarını gidermek amacıyla hizmetler planlaması ve yürütülmesini sağlaması gerekmektedir. Gerontolojide ''yaşam durumu'' kavramı eylemsel manevra alanı olarak bir kişinin veya belirli bir grubun yaşam koşullarını iyileştirmek veya amaç ve isteklerine ulaşmasını sağlayacak olanaklar ve kaynaklar anlamına gelmektedir ve bunlar yaşlı politikasının yasal çerçeve koşullarını oluşturmaktadır. Sosyal politik analizde yaşam durumu, insanların farklı yaşam koşullarından kaynaklanan farklı ihtiyaçlarını ve zorluklarını yakalama yöntemidir ve yaşlılık dönemi ihtiyaçlarını anlamak için yaşam durumu kavramının gerontolojideki anlamını ortaya koymak gerekmektedir. Sosyal politikalar, sosyal eşitsizlikleri azaltarak adaleti sağlamayı amaçlamaktadır. Yaşlılıkta sosyal eşitsizlikler, diğer nüfus gruplarına kıyasla yaşlıların yapısal katılımını engelleyebilir. Yaşlıların sosyal hayata aktif katılımının sağlanması ve yaşam kalitelerinin artırılması açısından sosyal politikaların önemi giderek artmaktadır. Yaşlılara yönelik hizmetlerin ve programların geliştirilmesi, yaşlıların sosyal hayata katılımını teşvik eden politikaların uygulanması gibi konularda çalışmalar yürütülmesi ve bütün bunlarda gerontolojinin bilgi ve tecrübelerinden yararlanılması önerilir.","PeriodicalId":486884,"journal":{"name":"Turkiye Klinikleri Journal of Gerontology","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turkiye Klinikleri Journal of Gerontology","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.5336/jgeront.2023-98011","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Türkiye'de yaşlı nüfus oranı hızla yükselmektedir ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de demografik yapıya olan etkileri artmaktadır. Yaşlı nüfus, kronik hastalıklara daha yatkın olmaları nedeniyle nüfusun geneline kıyasla daha fazla sağlık hizmetine ihtiyaç duymaktadır. Bununla birlikte emeklilik maaşı ve sosyal güvenlik hizmetlerine olan artan talepleri sosyal güvenliğin sürdürülebilirliğini zorlaştırmıştır. Yaşlı nüfusun sağlık, sosyal hizmetler, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemine olan etkileri bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler almayı gerektirmektedir. Sosyal politikanın sistemleri iyileştirmeye ve mevcut olmayanı sisteme dâhil etmeye yönelik çalışmaları yaşlı nüfusun demografik yapıya etkilerinin en aza indirilebilmesi için önem arz etmektedir. Sosyal politikaların temel dayanağını anayasa oluşturmaktadır. Sosyal devlet kavramı, eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde sosyal politikaların bireylerin refahını artırmak ve ihtiyaçlarını gidermek amacıyla hizmetler planlaması ve yürütülmesini sağlaması gerekmektedir. Gerontolojide ''yaşam durumu'' kavramı eylemsel manevra alanı olarak bir kişinin veya belirli bir grubun yaşam koşullarını iyileştirmek veya amaç ve isteklerine ulaşmasını sağlayacak olanaklar ve kaynaklar anlamına gelmektedir ve bunlar yaşlı politikasının yasal çerçeve koşullarını oluşturmaktadır. Sosyal politik analizde yaşam durumu, insanların farklı yaşam koşullarından kaynaklanan farklı ihtiyaçlarını ve zorluklarını yakalama yöntemidir ve yaşlılık dönemi ihtiyaçlarını anlamak için yaşam durumu kavramının gerontolojideki anlamını ortaya koymak gerekmektedir. Sosyal politikalar, sosyal eşitsizlikleri azaltarak adaleti sağlamayı amaçlamaktadır. Yaşlılıkta sosyal eşitsizlikler, diğer nüfus gruplarına kıyasla yaşlıların yapısal katılımını engelleyebilir. Yaşlıların sosyal hayata aktif katılımının sağlanması ve yaşam kalitelerinin artırılması açısından sosyal politikaların önemi giderek artmaktadır. Yaşlılara yönelik hizmetlerin ve programların geliştirilmesi, yaşlıların sosyal hayata katılımını teşvik eden politikaların uygulanması gibi konularda çalışmalar yürütülmesi ve bütün bunlarda gerontolojinin bilgi ve tecrübelerinden yararlanılması önerilir.