{"title":"SOME OBSERVATIONS ON THE FIRST TRAVEL TO ISTANBUL IN BULGARIAN LITERATURE","authors":"Hüseyin Mevsi̇m","doi":"10.53711/balkanistik.1309822","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Yüzyıllar boyunca İstanbul; Bulgar siyasi, askerî ve manevi tarihinde tayin edici rol oynamıştır. Günümüzde de her Bulgar, Boğaz kıyısındaki eşsiz şehri kendine çok yakın bulur. Ancak Bulgar edebiyatında İstanbul’u odağına alan ilk seyahatname, oldukça geç, 19. yüzyıl sonlarında kaleme alınır. Bu gecikmenin açıklanabilmesi için Bulgar’ın içindeki seyyahın, Bulgar toplumunun kaçınılmaz sancılar beraberinde modern hayata eklemlenmeye çabaladığı 1890’larda ortaya çıktığının göz önünde bulundurulması gerekir. Daha önceki yıllarda yazılan ve seyahatname türünün başlıca ögelerini barındıran eserlerde yerel coğrafyanın kapsandığı, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarının dışına çıkılmadığı görülür. \nBu çalışmada payitahtın Bulgar tarihindeki yeri, ünlü şair ve gazeteci Petko Slaveykov’un İstanbul tasviri (1866) ve ilk doktoralı Bulgar hekim olan Dimitır Mollov’un bir dergide yayınladığı İstanbul izlenimleri (1888) hakkında kısaca bilgi verildikten sonra Bulgar edebiyatında ilk İstanbul seyahatnamesinin yazarı olan Todor Yankov’un hayat hikâyesi ve anılan eserle ilgili bazı gözlemler üzerinde durulmaktadır. Avrupalı bir seyyah yaklaşımı içinde şehrin sadece parıltılı yerlerini ve mekânlarını gezmekle yetinmeyen yazar, İstanbul’un eğri sokaklarına iner, caddelerde sokak köpekleri ve faytonlar arasında yürür, çarşılarda dolaşır, kahvehanede Türk kahvesi yudumlar, tekkede müridin tutkusuna ortak olur. Todor Yankov’un sıradan insana ve tekdüze akan hayatı canlandırmaya yönelik çabası, seyahatnameye ayrı değer katar ve özgünlük kazandırır. Kadim şehirde yalnızca Bulgar millî ve manevi tarihinin iz düşümleriyle ilgilenmemesi ise Avrupa değerlerini benimsemiş, farklı dünya görüşüne sahip bir kuşağı temsil etmesiyle açıklanabilir.","PeriodicalId":168475,"journal":{"name":"Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.53711/balkanistik.1309822","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Yüzyıllar boyunca İstanbul; Bulgar siyasi, askerî ve manevi tarihinde tayin edici rol oynamıştır. Günümüzde de her Bulgar, Boğaz kıyısındaki eşsiz şehri kendine çok yakın bulur. Ancak Bulgar edebiyatında İstanbul’u odağına alan ilk seyahatname, oldukça geç, 19. yüzyıl sonlarında kaleme alınır. Bu gecikmenin açıklanabilmesi için Bulgar’ın içindeki seyyahın, Bulgar toplumunun kaçınılmaz sancılar beraberinde modern hayata eklemlenmeye çabaladığı 1890’larda ortaya çıktığının göz önünde bulundurulması gerekir. Daha önceki yıllarda yazılan ve seyahatname türünün başlıca ögelerini barındıran eserlerde yerel coğrafyanın kapsandığı, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarının dışına çıkılmadığı görülür.
Bu çalışmada payitahtın Bulgar tarihindeki yeri, ünlü şair ve gazeteci Petko Slaveykov’un İstanbul tasviri (1866) ve ilk doktoralı Bulgar hekim olan Dimitır Mollov’un bir dergide yayınladığı İstanbul izlenimleri (1888) hakkında kısaca bilgi verildikten sonra Bulgar edebiyatında ilk İstanbul seyahatnamesinin yazarı olan Todor Yankov’un hayat hikâyesi ve anılan eserle ilgili bazı gözlemler üzerinde durulmaktadır. Avrupalı bir seyyah yaklaşımı içinde şehrin sadece parıltılı yerlerini ve mekânlarını gezmekle yetinmeyen yazar, İstanbul’un eğri sokaklarına iner, caddelerde sokak köpekleri ve faytonlar arasında yürür, çarşılarda dolaşır, kahvehanede Türk kahvesi yudumlar, tekkede müridin tutkusuna ortak olur. Todor Yankov’un sıradan insana ve tekdüze akan hayatı canlandırmaya yönelik çabası, seyahatnameye ayrı değer katar ve özgünlük kazandırır. Kadim şehirde yalnızca Bulgar millî ve manevi tarihinin iz düşümleriyle ilgilenmemesi ise Avrupa değerlerini benimsemiş, farklı dünya görüşüne sahip bir kuşağı temsil etmesiyle açıklanabilir.