{"title":"Muhammed Said Ramazan el-Bûtî’nin Mezhepsizlik Söylemine Yaklaşımı","authors":"Ferhat Akdoğan, Mahsum Aslan","doi":"10.58657/batmanakademi.1272844","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Muhammed Said Ramazan el-Bûtî, siyasî, ilmî ve sosyal yönden çok ciddi gelişmelerin yaşandığı bir dönemde yaşamış bir alimdir. Fıkıh ve kelam bilgisi, davetçiliği, çalışmaları ve siyasi tercihleriyle gündeme gelen Bûtî, dinî ilimler alanının birçoğunda eserler kaleme almış ve ardından büyük bir fikrî miras bırakmıştır. İslam hukukunun klasik ilmi metodunu modernist veya göreceli tepkilere karşı savunan Bûtî, bir fıkıh âlimi olarak esas kaygısı klasik ve geleneksel fıkhın modern iddiada kaybolması ve İslam’ın gövdesi mahiyetinde olan bölgenin zarar görmesindedir. Onun asıl ve en mühim çalışmaları aşırı selefi düşünceye karşı mücadeleye ayrılmıştır. Eserlerinde mezhep ve mezhebe bağlılık üzerinde özellikle duran Bûtî, mezhepsizlik üzerine el-Lamezhebiyye adlı eserini yazmıştır. Fıkhî mezheplere bağlanmanın meşru ve gerekli olduğunu savunan Bûtî, Müslümanların fıkıh bilgisinde aynı olmadıkları ve bütün Müslümanlardan içtihat derecesine ulaşmalarını beklemenin uygun olmadığı iddiasını destekler. Dolayısıyla bilmeyenlerin, bilenlere tabi olmasının elzem olduğunu savunan bir duruş sergilemektedir. Alimlerin çabalarını basite alan, her bireyi fakihlerin görüşlerine itimat etmemeye yönlendiren, farklı fıkıh ekollerin görüşlerini salt bir ekole sıkıştırmayı hedefleyen ve dört mezhebin icmasına mukabil Kitap ve Sünnet’in itikat, ibadet ve ahlak sahasında muteber kaynaklar olduğuna ısrar eden fıkıh ekolleri karşıtı olan tarafı tenkit eder. Bu çalışmamızda Bûtî’nin videoları, dersleri ve eserleri çerçevesinde mezheplere olan bakışı ele alınarak bu minvalde kullandığı argümanlar ve deliller ele alınmaya çalışılmış ve bu çerçevede görüşleri üzerine bir değerlendirme yapılmıştır.","PeriodicalId":117866,"journal":{"name":"Batman Akademi Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Batman Akademi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.58657/batmanakademi.1272844","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Muhammed Said Ramazan el-Bûtî, siyasî, ilmî ve sosyal yönden çok ciddi gelişmelerin yaşandığı bir dönemde yaşamış bir alimdir. Fıkıh ve kelam bilgisi, davetçiliği, çalışmaları ve siyasi tercihleriyle gündeme gelen Bûtî, dinî ilimler alanının birçoğunda eserler kaleme almış ve ardından büyük bir fikrî miras bırakmıştır. İslam hukukunun klasik ilmi metodunu modernist veya göreceli tepkilere karşı savunan Bûtî, bir fıkıh âlimi olarak esas kaygısı klasik ve geleneksel fıkhın modern iddiada kaybolması ve İslam’ın gövdesi mahiyetinde olan bölgenin zarar görmesindedir. Onun asıl ve en mühim çalışmaları aşırı selefi düşünceye karşı mücadeleye ayrılmıştır. Eserlerinde mezhep ve mezhebe bağlılık üzerinde özellikle duran Bûtî, mezhepsizlik üzerine el-Lamezhebiyye adlı eserini yazmıştır. Fıkhî mezheplere bağlanmanın meşru ve gerekli olduğunu savunan Bûtî, Müslümanların fıkıh bilgisinde aynı olmadıkları ve bütün Müslümanlardan içtihat derecesine ulaşmalarını beklemenin uygun olmadığı iddiasını destekler. Dolayısıyla bilmeyenlerin, bilenlere tabi olmasının elzem olduğunu savunan bir duruş sergilemektedir. Alimlerin çabalarını basite alan, her bireyi fakihlerin görüşlerine itimat etmemeye yönlendiren, farklı fıkıh ekollerin görüşlerini salt bir ekole sıkıştırmayı hedefleyen ve dört mezhebin icmasına mukabil Kitap ve Sünnet’in itikat, ibadet ve ahlak sahasında muteber kaynaklar olduğuna ısrar eden fıkıh ekolleri karşıtı olan tarafı tenkit eder. Bu çalışmamızda Bûtî’nin videoları, dersleri ve eserleri çerçevesinde mezheplere olan bakışı ele alınarak bu minvalde kullandığı argümanlar ve deliller ele alınmaya çalışılmış ve bu çerçevede görüşleri üzerine bir değerlendirme yapılmıştır.