{"title":"Arz Yönlü Bir Ekonomi Olan İslâm Ekonomisinde Zekât’in Yeri","authors":"Veli Sirim","doi":"10.25272/j.2149-8407.2018.4.1.07","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Zekât Islâm’in bes temel esasindan biri olarak ekonomik boyutlari olan bir ibadettir. Bu makalede ele alacagimiz en onemli boyutu ise, Islâm ekonomisinin arz yonlu olusunu desteklemesidir. Bu acidan zekât, Islâm toplumunun tuketim, uretim ve bolusum kaliplarini pozitif yonde degistirir. Ozellikle infâk (hayir amacli harcama) kavrami uzerinde israrla ve ozenle duran Islâm, biriktirmeye degil, harcamayi esas alir. Daha teknik bir deyisle gelir olusmasinin temeline tasarrufu degil, harcamayi koyar. Zekât, bir toplum icinde servet ve mulkiyetin yayginlasmasinin en onemli aracidir. Bilindigi gibi zekât temel ihtiyaclar ciktiktan ve bir yil gectikten sonra, bir asgari gecim cizgisinin (nisâb) ustunde olanlardan altinda olanlara, bazen devlet araciligiyla, gelir transferidir. Zekât, Islâmin temelde karsi oldugu iddiharin, yani zenginlik ve servetin belli ellerde birikmesinin de en onemli recetesidir. Zira, belli sartlar altinda elde edilen birikimin uzerinden bir yil gecmesi halinde o birikim zekâta tabi olacaktir. Zekâta tabi olmayan mallarin basinda ise, uretimde kullanilan makine-ekipman, fiziki uretim araclari yer alir. Dolayisiyla bu yonuyle de zekât, zengin bireyleri sabit sermaye araclarina yatirim yapmayi, en genel ifadesiyle arz yonlu bir ekonomiyi dolayli olarak tesvik etmektedir. Zekât yoluyla gelir elde eden fakirlerin satin alma gucunu artacak, mal ve hizmet talebi artacak, sonucta alt gelir grubunun, hatta hicbir gelir kaynagi olmayan kesimlerde, zekâtin yayginlasmasi duzeyinde bir satin alma gucu olusacaktir. Boylece uretim faktorlerine sahip ust duzey gelir grubunun urettigi mal ve hizmetlere olan talep artacak, piyasa hareketlenecektir. Boylelikle zekât verenlerin servetinde ciddi artislar meydana gelecek, bu artislar tekrar yatirima, uretime ve istihdama donusebilecek, en nihayetinde milli gelir artisi yasanacaktir.","PeriodicalId":136568,"journal":{"name":"International Journal of Islamic Economics and Finance Studies","volume":"2009 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2018-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"International Journal of Islamic Economics and Finance Studies","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.25272/j.2149-8407.2018.4.1.07","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Zekât Islâm’in bes temel esasindan biri olarak ekonomik boyutlari olan bir ibadettir. Bu makalede ele alacagimiz en onemli boyutu ise, Islâm ekonomisinin arz yonlu olusunu desteklemesidir. Bu acidan zekât, Islâm toplumunun tuketim, uretim ve bolusum kaliplarini pozitif yonde degistirir. Ozellikle infâk (hayir amacli harcama) kavrami uzerinde israrla ve ozenle duran Islâm, biriktirmeye degil, harcamayi esas alir. Daha teknik bir deyisle gelir olusmasinin temeline tasarrufu degil, harcamayi koyar. Zekât, bir toplum icinde servet ve mulkiyetin yayginlasmasinin en onemli aracidir. Bilindigi gibi zekât temel ihtiyaclar ciktiktan ve bir yil gectikten sonra, bir asgari gecim cizgisinin (nisâb) ustunde olanlardan altinda olanlara, bazen devlet araciligiyla, gelir transferidir. Zekât, Islâmin temelde karsi oldugu iddiharin, yani zenginlik ve servetin belli ellerde birikmesinin de en onemli recetesidir. Zira, belli sartlar altinda elde edilen birikimin uzerinden bir yil gecmesi halinde o birikim zekâta tabi olacaktir. Zekâta tabi olmayan mallarin basinda ise, uretimde kullanilan makine-ekipman, fiziki uretim araclari yer alir. Dolayisiyla bu yonuyle de zekât, zengin bireyleri sabit sermaye araclarina yatirim yapmayi, en genel ifadesiyle arz yonlu bir ekonomiyi dolayli olarak tesvik etmektedir. Zekât yoluyla gelir elde eden fakirlerin satin alma gucunu artacak, mal ve hizmet talebi artacak, sonucta alt gelir grubunun, hatta hicbir gelir kaynagi olmayan kesimlerde, zekâtin yayginlasmasi duzeyinde bir satin alma gucu olusacaktir. Boylece uretim faktorlerine sahip ust duzey gelir grubunun urettigi mal ve hizmetlere olan talep artacak, piyasa hareketlenecektir. Boylelikle zekât verenlerin servetinde ciddi artislar meydana gelecek, bu artislar tekrar yatirima, uretime ve istihdama donusebilecek, en nihayetinde milli gelir artisi yasanacaktir.