{"title":"CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNİN KURUMSAL ÖZELLİKLERİ VE DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNE OLASI ETKİLERİ","authors":"H. Alkan","doi":"10.17829/TURCOM.461355","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Yeni Kurumsalcılık, kurumlar ve kurallardaki değişimlerin siyasî davranışın, dolayısıyla siyasî sistemin işleyişinde farklılıklar doğuracağını ileri sürer. Siyaset bu anlamda davranışçı akımın ileri sürdüğünün tersine, çevresel taleplerin değil, kurumsallaşmış etkileşimlerin belirleyiciliği altında şekillenir. Kurumlar, farklı grupların otoriteleri etkilemekte kullandıkları bir rekabet alanı değil, tersine o grupların hareket tarzlarını belirleyen normları oluşturan merkezlerdir. Kurumsalcı teori klasik anlamda, siyasî hayatın işleyişinde devletin ve onun kurumsal yapılarının ve devlet otoritesi tarafından konulmuş kuralların belirleyici olduğunu savunan bir yaklaşımdır. Dolayısıyla, bu çerçevede anayasaların, siyasî süreçle ilgili yasal düzenlemelerin ve yasal yetki dağılımının siyasî hayatı özerk olarak belirleme niteliğine dikkat çekmektedir. Kurumsalcı teoride kural, kurumun normlarının ve değerlerinin bir ifadesidir ve bu anlamıyla doğru yorumlanması gereken yönlendiricilerdir. Bu anlamıyla “patika” dinamik bir yapıdır ve kurumların ürettiği kural revizyonları ile yeniden şekillendirilir. Kurumlar sosyal aktörlerin yalnızca hareketlerinde değil, söylem ve ilişkilerinde de belirleyici olur. Dolayısıyla kurumlar, siyaset sürecinin istikrarı veya istikrarsızlığı, sürekliliği veya kesintilerinin açıklanmasında anahtar öneme sahiptirler (March, ve Johan, 2006, s. 3-22).","PeriodicalId":169814,"journal":{"name":"Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi","volume":"28 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2018-10-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"3","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.17829/TURCOM.461355","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 3
Abstract
Yeni Kurumsalcılık, kurumlar ve kurallardaki değişimlerin siyasî davranışın, dolayısıyla siyasî sistemin işleyişinde farklılıklar doğuracağını ileri sürer. Siyaset bu anlamda davranışçı akımın ileri sürdüğünün tersine, çevresel taleplerin değil, kurumsallaşmış etkileşimlerin belirleyiciliği altında şekillenir. Kurumlar, farklı grupların otoriteleri etkilemekte kullandıkları bir rekabet alanı değil, tersine o grupların hareket tarzlarını belirleyen normları oluşturan merkezlerdir. Kurumsalcı teori klasik anlamda, siyasî hayatın işleyişinde devletin ve onun kurumsal yapılarının ve devlet otoritesi tarafından konulmuş kuralların belirleyici olduğunu savunan bir yaklaşımdır. Dolayısıyla, bu çerçevede anayasaların, siyasî süreçle ilgili yasal düzenlemelerin ve yasal yetki dağılımının siyasî hayatı özerk olarak belirleme niteliğine dikkat çekmektedir. Kurumsalcı teoride kural, kurumun normlarının ve değerlerinin bir ifadesidir ve bu anlamıyla doğru yorumlanması gereken yönlendiricilerdir. Bu anlamıyla “patika” dinamik bir yapıdır ve kurumların ürettiği kural revizyonları ile yeniden şekillendirilir. Kurumlar sosyal aktörlerin yalnızca hareketlerinde değil, söylem ve ilişkilerinde de belirleyici olur. Dolayısıyla kurumlar, siyaset sürecinin istikrarı veya istikrarsızlığı, sürekliliği veya kesintilerinin açıklanmasında anahtar öneme sahiptirler (March, ve Johan, 2006, s. 3-22).