{"title":"Breaking the Waves with a Deleuzian Perspective","authors":"Mustafa Uğural","doi":"10.56202/mbsjcs.1292200","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Sinema akımlarından olan Dogma 95’te gerçeküstücülüğün unsurları görülmektedir. Bu yaklaşımla temellenen filmler, sinemanın teknik olanaklarıyla gerçeküstücü imgeler üretmektedir. Özellikle Lars Von Trier’in Dalgaları Aşmak (1996) filminde gerçeküstücü imgeler mevcuttur. Bu imgeler, Deleuze’ün duygulanım imgesine atfettiği özellikleri taşımaktadır. Deleuze duygulanım kavramını Spinoza’nın duygu tasvirlerinden yola çıkarak belirlemiştir. Sinemasal teknikle üretilen bu imgeler, sinemasal karakterin duygu durumunu aktarmaktadır. Duygulanım imgenin, Deleuze’ün bir başka kavramı olan Quad ile etkileşim halinde olduğu görülmektedir. Deleuze’ün bahsettiği Quad’ın, duygulanım imgenin krizi olarak nitelendirilmektedir. Sinemasal bağlamda ölçeklenmiş, odaklanılmış obje, karakter gibi unsurların, duygulanım potansiyelini yitirdiğinden bahseden Deleuze, bu kriz anını, duygulanımın potansiyellerini yitirmesi olarak belirtmiştir. Potansiyelini yitiren duygulanımın sinemasal karakter üzerinde duyu motor mekanizmasının yıkımı olarak belirtmiştir. Lars Von Trier’in film örneklerinde bulunan kamera hareketleri, çerçeveleme gibi sinematografik unsurlar, örneklemi oluşturan filmlerin, Quad kavramına uygunluğunu göstermektedir. Bu çalışmada Lars Von Trier’in Dalgaları Aşmak filmi örneklemi oluşturmakta ve Deleuze’ün sinemasal kavramlarıyla birlikte tartışılmaktadır. Çalışmanın temel argümanı, gerçeküstücülük akımının unsurlarını taşıyan örneklemde, duygulanım imgenin kullanımını ortaya çıkartmaktır.","PeriodicalId":138051,"journal":{"name":"Middle Black Sea Journal of Communication Studies","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-05-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Middle Black Sea Journal of Communication Studies","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.56202/mbsjcs.1292200","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Sinema akımlarından olan Dogma 95’te gerçeküstücülüğün unsurları görülmektedir. Bu yaklaşımla temellenen filmler, sinemanın teknik olanaklarıyla gerçeküstücü imgeler üretmektedir. Özellikle Lars Von Trier’in Dalgaları Aşmak (1996) filminde gerçeküstücü imgeler mevcuttur. Bu imgeler, Deleuze’ün duygulanım imgesine atfettiği özellikleri taşımaktadır. Deleuze duygulanım kavramını Spinoza’nın duygu tasvirlerinden yola çıkarak belirlemiştir. Sinemasal teknikle üretilen bu imgeler, sinemasal karakterin duygu durumunu aktarmaktadır. Duygulanım imgenin, Deleuze’ün bir başka kavramı olan Quad ile etkileşim halinde olduğu görülmektedir. Deleuze’ün bahsettiği Quad’ın, duygulanım imgenin krizi olarak nitelendirilmektedir. Sinemasal bağlamda ölçeklenmiş, odaklanılmış obje, karakter gibi unsurların, duygulanım potansiyelini yitirdiğinden bahseden Deleuze, bu kriz anını, duygulanımın potansiyellerini yitirmesi olarak belirtmiştir. Potansiyelini yitiren duygulanımın sinemasal karakter üzerinde duyu motor mekanizmasının yıkımı olarak belirtmiştir. Lars Von Trier’in film örneklerinde bulunan kamera hareketleri, çerçeveleme gibi sinematografik unsurlar, örneklemi oluşturan filmlerin, Quad kavramına uygunluğunu göstermektedir. Bu çalışmada Lars Von Trier’in Dalgaları Aşmak filmi örneklemi oluşturmakta ve Deleuze’ün sinemasal kavramlarıyla birlikte tartışılmaktadır. Çalışmanın temel argümanı, gerçeküstücülük akımının unsurlarını taşıyan örneklemde, duygulanım imgenin kullanımını ortaya çıkartmaktır.