{"title":"TRİPOLİS TERRİTORYUMU’NDA BULUNAN LYDİA SERAMİKLERİ","authors":"Mehmet Ok, Bahadır Duman","doi":"10.33469/oannes.1143727","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Antik Dönem’de Phrygia, Karia ve Lydia sınırlarının kesiştiği Messogis/Aydın dağlarının doğusunda ve Maiandros/Büyük Menderes Nehri’nin kenarında bir alanda kurulan Tripolis, günümüzde Denizli ili, Buldan ilçesi Yenicekent mahallesi sınırları içerisinde, Büyük Menderes Nehri’nin batısıyla modern yerleşim arasında yer almaktadır. \nÇalışmanın konusunu oluşturan Lydia seramikleri, Tripolis’in kuzeybatısında yer alan ve günümüzde yerel halkın tarım arazisi olarak kullandığı Avtepesi mevkiinde bulunmuş ve koruma altına alınmıştır. Toplu halde bulunan seramikler arasında, bir adet pyxis ve iki adet minyatür kap yer almaktadır. Minyatür kaplar birbirine yakın formda olmakla beraber boyutları farklılık göstermektedir. Kulpları dışında büyük bölümü korunmuş olan pyxisin ise dış yüzeyinde süslemeler yer almaktadır. \nSöz konusu seramikler, kil, içerik ve astar yapıları dikkate alınarak, farklı yerleşimlerde bulunan benzer örneklerle karşılaştırılmıştır. Söz konusu buluntuların benzerleri, farklı yerleşim alanlarında mezar hediyesi olarak değerlendirilmiştir. Eserlerin, Sardis’te bulunan benzer örnekleri ve diğer kentlerde bulunan seramiklerle çağdaş olmasından yola çıkılarak, MÖ 6. yüzyıla tarihlendirilmesi önerilebilir. Ayrıca, kent merkezinde yapılan kazılarda, Lydia seramiklerinin Geç Hellenistik Dönem’e tarihlenen örnekleri de bulunmuştur. \nTripolis, stratejik ve jeopolitik konumu nedeniyle Antik Dönem boyunca bölgelerarası ticaret yollarının geçiş noktası olmuştur. Bu çalışmada yer alan buluntularla kentin, Lydia Bölgesi ile MÖ 6. yüzyılda etkileşim içerisinde olduğu düşünülebilir. Buluntular, kentin kronolojik boşluğunun doldurulmasına katkı sağlaması açısından önemlidir.","PeriodicalId":227887,"journal":{"name":"International Journal of Ancient History","volume":"57 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-02-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"International Journal of Ancient History","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33469/oannes.1143727","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Antik Dönem’de Phrygia, Karia ve Lydia sınırlarının kesiştiği Messogis/Aydın dağlarının doğusunda ve Maiandros/Büyük Menderes Nehri’nin kenarında bir alanda kurulan Tripolis, günümüzde Denizli ili, Buldan ilçesi Yenicekent mahallesi sınırları içerisinde, Büyük Menderes Nehri’nin batısıyla modern yerleşim arasında yer almaktadır.
Çalışmanın konusunu oluşturan Lydia seramikleri, Tripolis’in kuzeybatısında yer alan ve günümüzde yerel halkın tarım arazisi olarak kullandığı Avtepesi mevkiinde bulunmuş ve koruma altına alınmıştır. Toplu halde bulunan seramikler arasında, bir adet pyxis ve iki adet minyatür kap yer almaktadır. Minyatür kaplar birbirine yakın formda olmakla beraber boyutları farklılık göstermektedir. Kulpları dışında büyük bölümü korunmuş olan pyxisin ise dış yüzeyinde süslemeler yer almaktadır.
Söz konusu seramikler, kil, içerik ve astar yapıları dikkate alınarak, farklı yerleşimlerde bulunan benzer örneklerle karşılaştırılmıştır. Söz konusu buluntuların benzerleri, farklı yerleşim alanlarında mezar hediyesi olarak değerlendirilmiştir. Eserlerin, Sardis’te bulunan benzer örnekleri ve diğer kentlerde bulunan seramiklerle çağdaş olmasından yola çıkılarak, MÖ 6. yüzyıla tarihlendirilmesi önerilebilir. Ayrıca, kent merkezinde yapılan kazılarda, Lydia seramiklerinin Geç Hellenistik Dönem’e tarihlenen örnekleri de bulunmuştur.
Tripolis, stratejik ve jeopolitik konumu nedeniyle Antik Dönem boyunca bölgelerarası ticaret yollarının geçiş noktası olmuştur. Bu çalışmada yer alan buluntularla kentin, Lydia Bölgesi ile MÖ 6. yüzyılda etkileşim içerisinde olduğu düşünülebilir. Buluntular, kentin kronolojik boşluğunun doldurulmasına katkı sağlaması açısından önemlidir.