Klasik İnsan/Kuantum İnsan- 2: Materyalizm-İdealizm, Atomizm-Holizm, Nedensellik-Eşzamanlılık, Rasyonellik - İrrasyonellik, Beden-Zihin, Bağımsızlık- Bağlantısallık

Fırat Atbaş
{"title":"Klasik İnsan/Kuantum İnsan- 2: Materyalizm-İdealizm, Atomizm-Holizm, Nedensellik-Eşzamanlılık, Rasyonellik - İrrasyonellik, Beden-Zihin, Bağımsızlık- Bağlantısallık","authors":"Fırat Atbaş","doi":"10.24010/soid.1215630","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Ontolojiye, yani var olana, dair bir görüş Batı felsefesine ve Batı felsefesinin hükmündeki günümüz bilimsel çalışmalarına hakim olmuştur: Dünyanın en temel şeyleri madde ya da daha teknik felsefi terimle tözlerdir (Dupre, 2006). Ancak, dünya için en temel olan şeyin “değişim ya da süreç” olduğunu savunan başka görüşler de bulunmaktadır. Gerçekte hiçbir şey sabit durmaz ve sadece tesadüfi özelliklerini değiştiren istikrarlı şeyler olarak görme eğiliminde olduğumuz şeyler, çevrenin akışındaki kısmi istikrarlardan, sürecin akışındaki girdaplardan başka bir şey değildir (Dupre, 2006). Dolayısıyla, ontolojik olarak insanın bir dizi temel özelliğe sahip maddeler mi yoksa bir dizi faaliyetle nedensel olarak bağlantılı süreçler mi olduğuna karar vermek gerekir. Çünkü pozitivist ontoloji açısından insanı bir madde olarak görmeyi bırakıp, bir süreç olarak kabul etmeye başladığımızda bugüne kadar maddeci ontolojinin üretmiş olduğu bilginin çöp niteliğinde olduğu görülecektir. Geldiğimiz süreçte bilgi sorunu bir “izm”, yani pozitivizm doğrultusunda işlenmiş, pozitivizmin damgasını vurduğu bir bilimsellik açısından bilgi meşrulaştırılmıştır. Pozitivizm, insanı bir üretim ve tüketim varlığı olarak görmektedir. Bu pozitivist bakış açısı ve yöntemle insanı değer koyan, isteyen, tavır alan, yapan, özgür olan, bilen, gelişen ve idealize eden, bio-psişik bir varlık olarak anlamak mümkün değildir. Kanımca bilim dünyası insan gerçekliğini yaşamak mı yoksa bilmek mi tercihine gelmiştir. Bilgi sorunu herhangi bir dogmatik \"izm \"den hareketle çözülemez (Mengüşoğlu, 2017). Yani insanı sadece davranış ve olgu düzeyinde belirlenebilen toplumsal ilişkiler çerçevesinde bir olgu olarak ele almak yetersizdir. İnsanı parçalamadan somut bütünlüğü ve bütünlüğün içinde ele almak ve bu somut bütünlüğü tüm yönleriyle fenomenolojik bir şekilde ortaya koymak daha makul bir yaklaşım olacaktır (Mengüşoğlu, 2017). Pozitivizmin dayandığı dış duyular, insana sürekli değişen zıtlıklardan oluşan bir dünya verir. Sürekli değişim içinde olan bir dünya pozitivist akıl tarafından kavranamaz. “Çünkü akıl, oluş ve değişim karşısında çelişkiye düşer” (T. Mengüşoğlu, 2017, s. 337). Oysaki dünya, karşıtların ayrı ayrı değil, birlikte eriyeceği bir bütün olarak deneyimlenebilir (T. Mengüşoğlu, 2017). Üç parçalı bu çalışmanın ilk bölümünde de vurgulandığı üzere eğer kuantum durumu sadece atom altı dünyaya ait bir durum değil ama aynı zamanda günlük yaşam içinde de var ise, ki var olmaması olası değil; o zaman klasik mantık (ya o-ya bu) ve klasik fiziğin varsayımlarıyla (determinizm, nedensellik, süreklilik, zorunluluk, kesinlik vb.,) insanı anlamak ve açıklamaya çalışmak yetersiz ve oldukça tartışmalı bir yaklaşım olabilir. Çünkü, evren makroskopik düzeyde bir kuantum alanı ise insanın da bu alanda kuantum bir varlık olması muhtemeldir. İnsan, sabit olmayan, sürekli kendini yeniden oluşturan bir varlıktır. Özellikle kuantum dünyasında süreçte “şeylerin” karşılıklı olarak kendilerini karmaşık şekillerde şekillendirebilmeleri olası ise bu maddeci ontolojide kabul gören “kesinlik” ve “bilinebilirlik” kabullerinin bir kenara konmasını gerektirebilir. Bu nedenle bu bölümde klasik insan ve kuantum insanın ne olduğu “materyalizm, atomizm, determinizm, yerel nedensellik, rasyonellik, otonomluk, dış duyuların güvenirliği” gibi araştırmacılar tarafından genelde sorgulanmadan kabul edilen varsayımlar eleştirilmekte, karşılaştırmalı olarak tartışılmaktadır. Klasik insan ve kuantum insan arasındaki olası fark ve benzerliklerin sosyal bilimlerdeki araştırmalara etkileri irdelenmektedir.","PeriodicalId":433149,"journal":{"name":"Seyahat ve Otel İşletmeciliği Dergisi","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Seyahat ve Otel İşletmeciliği Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.24010/soid.1215630","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0

Abstract

Ontolojiye, yani var olana, dair bir görüş Batı felsefesine ve Batı felsefesinin hükmündeki günümüz bilimsel çalışmalarına hakim olmuştur: Dünyanın en temel şeyleri madde ya da daha teknik felsefi terimle tözlerdir (Dupre, 2006). Ancak, dünya için en temel olan şeyin “değişim ya da süreç” olduğunu savunan başka görüşler de bulunmaktadır. Gerçekte hiçbir şey sabit durmaz ve sadece tesadüfi özelliklerini değiştiren istikrarlı şeyler olarak görme eğiliminde olduğumuz şeyler, çevrenin akışındaki kısmi istikrarlardan, sürecin akışındaki girdaplardan başka bir şey değildir (Dupre, 2006). Dolayısıyla, ontolojik olarak insanın bir dizi temel özelliğe sahip maddeler mi yoksa bir dizi faaliyetle nedensel olarak bağlantılı süreçler mi olduğuna karar vermek gerekir. Çünkü pozitivist ontoloji açısından insanı bir madde olarak görmeyi bırakıp, bir süreç olarak kabul etmeye başladığımızda bugüne kadar maddeci ontolojinin üretmiş olduğu bilginin çöp niteliğinde olduğu görülecektir. Geldiğimiz süreçte bilgi sorunu bir “izm”, yani pozitivizm doğrultusunda işlenmiş, pozitivizmin damgasını vurduğu bir bilimsellik açısından bilgi meşrulaştırılmıştır. Pozitivizm, insanı bir üretim ve tüketim varlığı olarak görmektedir. Bu pozitivist bakış açısı ve yöntemle insanı değer koyan, isteyen, tavır alan, yapan, özgür olan, bilen, gelişen ve idealize eden, bio-psişik bir varlık olarak anlamak mümkün değildir. Kanımca bilim dünyası insan gerçekliğini yaşamak mı yoksa bilmek mi tercihine gelmiştir. Bilgi sorunu herhangi bir dogmatik "izm "den hareketle çözülemez (Mengüşoğlu, 2017). Yani insanı sadece davranış ve olgu düzeyinde belirlenebilen toplumsal ilişkiler çerçevesinde bir olgu olarak ele almak yetersizdir. İnsanı parçalamadan somut bütünlüğü ve bütünlüğün içinde ele almak ve bu somut bütünlüğü tüm yönleriyle fenomenolojik bir şekilde ortaya koymak daha makul bir yaklaşım olacaktır (Mengüşoğlu, 2017). Pozitivizmin dayandığı dış duyular, insana sürekli değişen zıtlıklardan oluşan bir dünya verir. Sürekli değişim içinde olan bir dünya pozitivist akıl tarafından kavranamaz. “Çünkü akıl, oluş ve değişim karşısında çelişkiye düşer” (T. Mengüşoğlu, 2017, s. 337). Oysaki dünya, karşıtların ayrı ayrı değil, birlikte eriyeceği bir bütün olarak deneyimlenebilir (T. Mengüşoğlu, 2017). Üç parçalı bu çalışmanın ilk bölümünde de vurgulandığı üzere eğer kuantum durumu sadece atom altı dünyaya ait bir durum değil ama aynı zamanda günlük yaşam içinde de var ise, ki var olmaması olası değil; o zaman klasik mantık (ya o-ya bu) ve klasik fiziğin varsayımlarıyla (determinizm, nedensellik, süreklilik, zorunluluk, kesinlik vb.,) insanı anlamak ve açıklamaya çalışmak yetersiz ve oldukça tartışmalı bir yaklaşım olabilir. Çünkü, evren makroskopik düzeyde bir kuantum alanı ise insanın da bu alanda kuantum bir varlık olması muhtemeldir. İnsan, sabit olmayan, sürekli kendini yeniden oluşturan bir varlıktır. Özellikle kuantum dünyasında süreçte “şeylerin” karşılıklı olarak kendilerini karmaşık şekillerde şekillendirebilmeleri olası ise bu maddeci ontolojide kabul gören “kesinlik” ve “bilinebilirlik” kabullerinin bir kenara konmasını gerektirebilir. Bu nedenle bu bölümde klasik insan ve kuantum insanın ne olduğu “materyalizm, atomizm, determinizm, yerel nedensellik, rasyonellik, otonomluk, dış duyuların güvenirliği” gibi araştırmacılar tarafından genelde sorgulanmadan kabul edilen varsayımlar eleştirilmekte, karşılaştırmalı olarak tartışılmaktadır. Klasik insan ve kuantum insan arasındaki olası fark ve benzerliklerin sosyal bilimlerdeki araştırmalara etkileri irdelenmektedir.
求助全文
约1分钟内获得全文 求助全文
来源期刊
自引率
0.00%
发文量
0
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
确定
请完成安全验证×
copy
已复制链接
快去分享给好友吧!
我知道了
右上角分享
点击右上角分享
0
联系我们:info@booksci.cn Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。 Copyright © 2023 布克学术 All rights reserved.
京ICP备2023020795号-1
ghs 京公网安备 11010802042870号
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术官方微信