{"title":"ULUSLARARASI EKONOMİK ENTEGRASYON YAKLAŞIMI BAĞLAMINDA D-8 (DEVELOPING-8) EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜNÜN ANALİZİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ","authors":"Oğuz Özcan","doi":"10.46928/iticusbe.1300682","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Ulus-devlet yapılanmasının bir yansıması olarak ülkelerin kendi çıkarlarını merkeze alan yaklaşımlarla siyasal ve ekonomik politikalarını tek taraflı hayata geçirme yarışı 20 yüzyılda birçok çatışmanın yaşanmasına neden olmuştur. Günümüzde ülkelerin birbirine entegre hale gelen ekonomik çıkarlarının geleneksel ulus-devlet refleksiyle yönetilemeyeceği anlayışının bir yansıması olarak çok farklı uluslararası ekonomik bütünleşme yapıları gündeme gelmiştir. Ülkelerin farklı konulara yönelik beklenti ve hedeflerini gerçekleştirmek için genişleyen uluslararası işbirliğinden yararlanma arayışları, ekonomik işbirliği yaklaşımlarını güçlendirmiştir. Ülkelerin ticari ve ekonomik öncelikleri ile sosyal ve kültürel alandaki ihtiyaçlarını entegrasyon yapılarıyla daha verimli bir şekilde gerçekleştireceği görülmüştür. Bu kapsamda gerek grup üyesi ülkeler arasındaki muhtemel sorunların çözümüne yönelik işbirliği zeminini geliştirmesi gerekse grup dışındaki ülkelerle üyeler arasında gündeme gelecek ekonomik, siyasal ve güvenlik alanındaki çatışmaların çözümü noktasında karşılıklı işbirliği ağlarının kullanılması uluslararası ilişkilerde güçlü bir eğilim olmuştur. \nAmaç: Son çeyrek asırda güçlenen küreselleşme olgusu ile bölgesel ekonomik bütünleşmelerin yaygınlaşması arasındaki ilişki önem arz etmektedir. Bir taraftan küreselleşmeye bağlı olarak ticaretin serbestleşmesi, ülkelerin karşılıklı ilişkilerinin gelişmesi ve kültürel etkileşimin yoğunlaşması uluslararası gerilimleri sınırlandırıcı bir etki üretmiştir. Diğer taraftan işbirliği zeminini güçlendiren ekonomik entegrasyonun dışında kalan ülkeler için koruyucu tedbirler ve gümrük sınırlamaları gibi uygulamalar ticari tehditlere dönüşeceğinden, bundan kaçınmak isteyen ülkeleri işbirliğine yönlendirmiştir. Bu girift etkileşim bağlamında küresel ölçekte oluşturulan ekonomik işbirliği örgütlenmelerinin başarılı sonuçlar üreterek çatışmaların işbirliği zemininde yönetilmesi noktasında ülkelerin dış politikasını yönlendirmiştir. Bu çalışmada uluslararası ekonomik entegrasyon yaklaşımı ile karşılıklı bağımlılık teorisi üzerinden D-8 (Developing-8) ekonomik işbirliği forumu ve bu işbirliği yapılanmasının başarı imkanları analiz edilecektir. \nBulgular: D-8 organizasyonunun hedefleri bakımından başarılı sonuçlar üretmesi, öncelikle üyeleri arasındaki karşılıklı bağımlığı artıracak akabinde uluslararası işbirliği zeminini güçlendirecektir. Ekonomik bütünleşme olgusunun ülkeleri işbirliğine yönlendiren etkenlere baktığımızda, ekonomik ve ticari hedeflerin yanında ülkelerin barış ve istikrara verdikleri önem kapsamında bu yöndeki işbirliği girişimlerine yöneldikleri görülmektedir. Bu bağlamda bölgesel entegrasyon hareketlerini, ülkeleri birbirine yakınlaştıran ve çatışmaları işbirliği zemininde barışçıl yollar ile çözme eğilimini güçlendiren bir mekanizma olarak görmek mümkündür. Son dönemde Türkiye ile Mısır arasında olduğu gibi gerilen ikili ilişkilerin yumuşatılması ile ekonomik ve ticari işbirliği zemininde ilişkilerin güçlendirilmesi için ekonomik entegrasyon yaklaşımı ile karşılıklı bağımlılık teorisi üzerinden bir değerlendirme yapma arayışı bu çalışmada ön planda olacaktır. \nD-8 işbirliği üyelerinin paylaştığı hedeflerin yanında başarılı bir ekonomik entegrasyon yapılanmasını tesis etmenin bazı temel koşulların sağlanmasının elzem olduğu görülecektir. Bu kapsamda üye ülkelerin ekonomik seviyeleri, üyelerin üretim ve haberleşme altyapıları, ortak döviz kuru po¬litikasının mevcudiyeti, ulusal ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasına yönelik irade, üyeler arasında oluşacak dengesizlikleri yönetecek bir mekanizmanın varlığı, üyelerin ticari ürün ve hizmetlerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olması ve ülkelerin coğrafi yakınlığı ile ortak kültürel geçmişe sahip olması ekonomik entegrasyonun başarı koşullarını belirleyen unsurlar olarak sıralanmaktadır.","PeriodicalId":179518,"journal":{"name":"İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.46928/iticusbe.1300682","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Ulus-devlet yapılanmasının bir yansıması olarak ülkelerin kendi çıkarlarını merkeze alan yaklaşımlarla siyasal ve ekonomik politikalarını tek taraflı hayata geçirme yarışı 20 yüzyılda birçok çatışmanın yaşanmasına neden olmuştur. Günümüzde ülkelerin birbirine entegre hale gelen ekonomik çıkarlarının geleneksel ulus-devlet refleksiyle yönetilemeyeceği anlayışının bir yansıması olarak çok farklı uluslararası ekonomik bütünleşme yapıları gündeme gelmiştir. Ülkelerin farklı konulara yönelik beklenti ve hedeflerini gerçekleştirmek için genişleyen uluslararası işbirliğinden yararlanma arayışları, ekonomik işbirliği yaklaşımlarını güçlendirmiştir. Ülkelerin ticari ve ekonomik öncelikleri ile sosyal ve kültürel alandaki ihtiyaçlarını entegrasyon yapılarıyla daha verimli bir şekilde gerçekleştireceği görülmüştür. Bu kapsamda gerek grup üyesi ülkeler arasındaki muhtemel sorunların çözümüne yönelik işbirliği zeminini geliştirmesi gerekse grup dışındaki ülkelerle üyeler arasında gündeme gelecek ekonomik, siyasal ve güvenlik alanındaki çatışmaların çözümü noktasında karşılıklı işbirliği ağlarının kullanılması uluslararası ilişkilerde güçlü bir eğilim olmuştur.
Amaç: Son çeyrek asırda güçlenen küreselleşme olgusu ile bölgesel ekonomik bütünleşmelerin yaygınlaşması arasındaki ilişki önem arz etmektedir. Bir taraftan küreselleşmeye bağlı olarak ticaretin serbestleşmesi, ülkelerin karşılıklı ilişkilerinin gelişmesi ve kültürel etkileşimin yoğunlaşması uluslararası gerilimleri sınırlandırıcı bir etki üretmiştir. Diğer taraftan işbirliği zeminini güçlendiren ekonomik entegrasyonun dışında kalan ülkeler için koruyucu tedbirler ve gümrük sınırlamaları gibi uygulamalar ticari tehditlere dönüşeceğinden, bundan kaçınmak isteyen ülkeleri işbirliğine yönlendirmiştir. Bu girift etkileşim bağlamında küresel ölçekte oluşturulan ekonomik işbirliği örgütlenmelerinin başarılı sonuçlar üreterek çatışmaların işbirliği zemininde yönetilmesi noktasında ülkelerin dış politikasını yönlendirmiştir. Bu çalışmada uluslararası ekonomik entegrasyon yaklaşımı ile karşılıklı bağımlılık teorisi üzerinden D-8 (Developing-8) ekonomik işbirliği forumu ve bu işbirliği yapılanmasının başarı imkanları analiz edilecektir.
Bulgular: D-8 organizasyonunun hedefleri bakımından başarılı sonuçlar üretmesi, öncelikle üyeleri arasındaki karşılıklı bağımlığı artıracak akabinde uluslararası işbirliği zeminini güçlendirecektir. Ekonomik bütünleşme olgusunun ülkeleri işbirliğine yönlendiren etkenlere baktığımızda, ekonomik ve ticari hedeflerin yanında ülkelerin barış ve istikrara verdikleri önem kapsamında bu yöndeki işbirliği girişimlerine yöneldikleri görülmektedir. Bu bağlamda bölgesel entegrasyon hareketlerini, ülkeleri birbirine yakınlaştıran ve çatışmaları işbirliği zemininde barışçıl yollar ile çözme eğilimini güçlendiren bir mekanizma olarak görmek mümkündür. Son dönemde Türkiye ile Mısır arasında olduğu gibi gerilen ikili ilişkilerin yumuşatılması ile ekonomik ve ticari işbirliği zemininde ilişkilerin güçlendirilmesi için ekonomik entegrasyon yaklaşımı ile karşılıklı bağımlılık teorisi üzerinden bir değerlendirme yapma arayışı bu çalışmada ön planda olacaktır.
D-8 işbirliği üyelerinin paylaştığı hedeflerin yanında başarılı bir ekonomik entegrasyon yapılanmasını tesis etmenin bazı temel koşulların sağlanmasının elzem olduğu görülecektir. Bu kapsamda üye ülkelerin ekonomik seviyeleri, üyelerin üretim ve haberleşme altyapıları, ortak döviz kuru po¬litikasının mevcudiyeti, ulusal ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasına yönelik irade, üyeler arasında oluşacak dengesizlikleri yönetecek bir mekanizmanın varlığı, üyelerin ticari ürün ve hizmetlerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olması ve ülkelerin coğrafi yakınlığı ile ortak kültürel geçmişe sahip olması ekonomik entegrasyonun başarı koşullarını belirleyen unsurlar olarak sıralanmaktadır.