{"title":"LÂİKLİĞİN LEHİNDEKİ ARGÜMANLAR NE KADAR LÂİKTİR? -Seküler Paradigmanın Kurucu Unsurları Üzerine Retrospektif Bir Okuma Denemesi-","authors":"Hüseyin Bal, Mustafa Bal","doi":"10.36484/liberal.1192489","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Din ile sosyo-politik hayat arasındaki ilişkiler meselesi, hep tartışma konusu olmuştur. Lâiklik, bu ilişkinin somutlaştığı modellerden biridir. Farklı varyantları olsa da lâiklik nihaî tahlilde, din ve siyaset gibi çok önemli iki beşerî etkinlik alanının birbirinden ayrılmasını ve sınırlarının belirlenmesini ifade eder. Lâiklik ayrılmayı meşrulaştırmak için makul bir argümantasyona ve onu tahkim ve takviye edecek malzemeye (kavramlara) ihtiyaç duymaktadır. Bunlar, lâikliğin lehindeki argümanlar olarak bilinmektedir. Bu amaçla en yaygın olarak kullanılan argüman dizisi özgürlük, adalet, barış, hoşgörü ve demokrasi gibi kavramlardan oluşmaktadır. Problem şu ki, bu kavramların lâikliği epey şüphe götürür. Hatta bunların sadece lâik paradigmaya ait olmamaları bir yana, görmezden gelinemeyecek denli dinsel köken ve muhtevaya sahip olduklarına dair iddia ve açıklamalar vardır. Bu çerçevede, dinlerin düzenleme alanının öte dünyadan ibaret olmayıp, bu dünyayı da kapsadığı, dolayısıyla dünyevi bir yönetim perspektifi sundukları gerçeğinden hareketle, bunun anlaşılır olduğu belirtilmektedir. Keza onların birer “iyi insan ve iyi toplum projeleri” oldukları göz önüne alındığında, öncelikli düzenleme alanlarının öte dünyadan ziyade bu dünya olduğu da düşünülebilir. Meseleye böyle bakıldığında, dinin sosyal ve siyasal hayattan tecrit edilmesinin çok da mümkün olmadığı gerçeği ortaya çıkar. Bu çalışmanın amacı, mezkûr argümanlar dizisinin özsel olarak lâik olup olmadıklarını ve sadece lâik rejimlerle mi tetabuk halinde olduklarını ilgili tartışmalar ışığında irdelemektir.","PeriodicalId":163357,"journal":{"name":"Liberal Düşünce Dergisi","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-03-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Liberal Düşünce Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.36484/liberal.1192489","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Din ile sosyo-politik hayat arasındaki ilişkiler meselesi, hep tartışma konusu olmuştur. Lâiklik, bu ilişkinin somutlaştığı modellerden biridir. Farklı varyantları olsa da lâiklik nihaî tahlilde, din ve siyaset gibi çok önemli iki beşerî etkinlik alanının birbirinden ayrılmasını ve sınırlarının belirlenmesini ifade eder. Lâiklik ayrılmayı meşrulaştırmak için makul bir argümantasyona ve onu tahkim ve takviye edecek malzemeye (kavramlara) ihtiyaç duymaktadır. Bunlar, lâikliğin lehindeki argümanlar olarak bilinmektedir. Bu amaçla en yaygın olarak kullanılan argüman dizisi özgürlük, adalet, barış, hoşgörü ve demokrasi gibi kavramlardan oluşmaktadır. Problem şu ki, bu kavramların lâikliği epey şüphe götürür. Hatta bunların sadece lâik paradigmaya ait olmamaları bir yana, görmezden gelinemeyecek denli dinsel köken ve muhtevaya sahip olduklarına dair iddia ve açıklamalar vardır. Bu çerçevede, dinlerin düzenleme alanının öte dünyadan ibaret olmayıp, bu dünyayı da kapsadığı, dolayısıyla dünyevi bir yönetim perspektifi sundukları gerçeğinden hareketle, bunun anlaşılır olduğu belirtilmektedir. Keza onların birer “iyi insan ve iyi toplum projeleri” oldukları göz önüne alındığında, öncelikli düzenleme alanlarının öte dünyadan ziyade bu dünya olduğu da düşünülebilir. Meseleye böyle bakıldığında, dinin sosyal ve siyasal hayattan tecrit edilmesinin çok da mümkün olmadığı gerçeği ortaya çıkar. Bu çalışmanın amacı, mezkûr argümanlar dizisinin özsel olarak lâik olup olmadıklarını ve sadece lâik rejimlerle mi tetabuk halinde olduklarını ilgili tartışmalar ışığında irdelemektir.