{"title":"Martin Heidegger Düşüncesinde Tarihsellik Meselesi","authors":"Nilüfer URLU ÜNALDI","doi":"10.34247/artukluakademi.1170477","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Heidegger eksistensiyal bir tarihsellik anlayışı ortaya koyarken Miras, kader ve yazgı kavramlarından söz eder. Temelde Heidegger’in soruşturduğu insanın farklı deneyimlere sahip olmasına karşılık nasıl olup da kendini bir bütün olarak anlayabildiğidir. Dahası geçmişin gündelik deneyimimiz de bile mazi olmak anlamında geçmişte kalmadığı anlaşılmaktadır. Heidegger ekstatik-ufuksal zamansallık anlayışı ile bir yandan bu soruların cevabını verirken diğer yandan kader, miras ve yazgı kavramları ile insanı bir yandan kendi birliğine götürür, öte yandan geleneğe ve topluma/topluluğa bağlar. Hepimiz geleneğin bize sunduğu bir mirası devralırız. Miras, varoluşumuzu gerçekleştirirken kendimize model aldığımız başka Dasein’ların dünyasıdır, kahramanımızı seçeriz, böylece, paradoksal olarak nasıl bir kim olacağımızı hem devralır hem de seçeriz. Kader, ölümlü/sonlu varoluşumuzdur. Bizden umulan bu ölümlü sonlu varoluşu kararlılıkla üstlenmektir, bunu yapabiliriz, ama çoğunlukla yapmayız, kaçarız, tüm gündelik telaşlarımız bu kaçışın bir tezahürüdür. Yazgımız ise birlikteliktir, bir toplumda, bir milletle vs. birlikte olmaktır.","PeriodicalId":179102,"journal":{"name":"ARTUKLU AKADEMİ","volume":"30 4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"ARTUKLU AKADEMİ","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.34247/artukluakademi.1170477","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Heidegger eksistensiyal bir tarihsellik anlayışı ortaya koyarken Miras, kader ve yazgı kavramlarından söz eder. Temelde Heidegger’in soruşturduğu insanın farklı deneyimlere sahip olmasına karşılık nasıl olup da kendini bir bütün olarak anlayabildiğidir. Dahası geçmişin gündelik deneyimimiz de bile mazi olmak anlamında geçmişte kalmadığı anlaşılmaktadır. Heidegger ekstatik-ufuksal zamansallık anlayışı ile bir yandan bu soruların cevabını verirken diğer yandan kader, miras ve yazgı kavramları ile insanı bir yandan kendi birliğine götürür, öte yandan geleneğe ve topluma/topluluğa bağlar. Hepimiz geleneğin bize sunduğu bir mirası devralırız. Miras, varoluşumuzu gerçekleştirirken kendimize model aldığımız başka Dasein’ların dünyasıdır, kahramanımızı seçeriz, böylece, paradoksal olarak nasıl bir kim olacağımızı hem devralır hem de seçeriz. Kader, ölümlü/sonlu varoluşumuzdur. Bizden umulan bu ölümlü sonlu varoluşu kararlılıkla üstlenmektir, bunu yapabiliriz, ama çoğunlukla yapmayız, kaçarız, tüm gündelik telaşlarımız bu kaçışın bir tezahürüdür. Yazgımız ise birlikteliktir, bir toplumda, bir milletle vs. birlikte olmaktır.