{"title":"1.8-sineol (ökaliptol)’ün kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) belirteçleri üzerindeki önemi","authors":"Hatice Feyza Akbulut","doi":"10.59287/icras.689","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"– 1,8-sineol (ökaliptol), doğada bolca bulunan kafur benzeri bir kokuya sahip renksiz siklik birmonoterpen oksittir. 1.8-sineol, Eucalyptus globulus yapraklarının uçucu yağının ana bileşeni olup, farklıalt türlere göre uçucu yağın yaklaşık %61.0-79.3 kısmını oluşturmaktadır. Ökaliptol gibi monoterpenler,güçlü balgam söktürücü özelliklerinden dolayı KOAH gibi obstrüktif solunum yolu hastalıklarınıntedavisinde yıllardan beri yaygın olarak kullanılmaktadır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)karmaşık ve heterojen bir hastalıktır. KOAH hastalığının teşhisinde ve tedavisinde birçok belirteçler yaygınolarak kullanılmakta ve araştırmalara konu olmaktadır. Bu KOAH biyobelirteçler çok çeşitli moleküllerikapsamaktadır ve kan gazı değerleri (pH, pCO2, pO2); C-reaktif protein (CRP), eritrosit sedimantasyonhızı (ESR) ve fibrinojen gibi akut faz reaktanları; interlökin (IL)-6, IL-8 ve TNF-α gibi sitokinler; beyinnatriüretik peptit (BNP) gibi kardiyak orijinli moleküller; matris metalloproteinaz (MMP)-9 gibi kollajenoluşumunda yer alan moleküller; adiponektin gibi yağ asidi işlemede yer alan moleküller ve sitotoksik T,B ve NK hücreleri gibi lenfositler, çalışılan KOAH belirteçleri arasında yer almaktadır. Birçok araştırmacı1.8-sineol (ökaliptol)’un çoğu KOAH belirteçleri üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini rapor etmişlerdir.Yapılan araştırmalara göre 1.8-sineol’ün KOAH belirteçleri üzerine pozitif yöndeki etkisinden dolayıoksidatif strese bağlı KOAH gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilirliğini göstermekte olup konuüzerine daha fazla araştırma yapılmasının hastalığın tedavisine olumlu yönde katkı sağlayacağıkaçınılmazdır.","PeriodicalId":412142,"journal":{"name":"International Conference on Recent Academic Studies","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"International Conference on Recent Academic Studies","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.59287/icras.689","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
– 1,8-sineol (ökaliptol), doğada bolca bulunan kafur benzeri bir kokuya sahip renksiz siklik birmonoterpen oksittir. 1.8-sineol, Eucalyptus globulus yapraklarının uçucu yağının ana bileşeni olup, farklıalt türlere göre uçucu yağın yaklaşık %61.0-79.3 kısmını oluşturmaktadır. Ökaliptol gibi monoterpenler,güçlü balgam söktürücü özelliklerinden dolayı KOAH gibi obstrüktif solunum yolu hastalıklarınıntedavisinde yıllardan beri yaygın olarak kullanılmaktadır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)karmaşık ve heterojen bir hastalıktır. KOAH hastalığının teşhisinde ve tedavisinde birçok belirteçler yaygınolarak kullanılmakta ve araştırmalara konu olmaktadır. Bu KOAH biyobelirteçler çok çeşitli moleküllerikapsamaktadır ve kan gazı değerleri (pH, pCO2, pO2); C-reaktif protein (CRP), eritrosit sedimantasyonhızı (ESR) ve fibrinojen gibi akut faz reaktanları; interlökin (IL)-6, IL-8 ve TNF-α gibi sitokinler; beyinnatriüretik peptit (BNP) gibi kardiyak orijinli moleküller; matris metalloproteinaz (MMP)-9 gibi kollajenoluşumunda yer alan moleküller; adiponektin gibi yağ asidi işlemede yer alan moleküller ve sitotoksik T,B ve NK hücreleri gibi lenfositler, çalışılan KOAH belirteçleri arasında yer almaktadır. Birçok araştırmacı1.8-sineol (ökaliptol)’un çoğu KOAH belirteçleri üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini rapor etmişlerdir.Yapılan araştırmalara göre 1.8-sineol’ün KOAH belirteçleri üzerine pozitif yöndeki etkisinden dolayıoksidatif strese bağlı KOAH gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilirliğini göstermekte olup konuüzerine daha fazla araştırma yapılmasının hastalığın tedavisine olumlu yönde katkı sağlayacağıkaçınılmazdır.