Kastamonu, Karabük ve Bolu’da 1980-1999 İle 2000-2015 Yılları Arasındaki Sıcaklık ve Yağışın Değişimi

Abstract

1860 yilindan beri yapilan aletli olcumler, Dunya yuzeyindeki ortalama sicakligin ozellikle 1970’lerden itibaren dikkat cekecek sekilde arttigini ortaya koymaktadir. Bununla birlikte, Dunya sicakliginin 21. yuzyilda 1,5 °C ile 5,0 °C arasinda artacagi tahmin edilmektedir. Turkiye’de ise 2030 yilinda yaz ve kis sicakliklarinin 2 °C-3 °C civarinda, kis yagislarinin ise % 10’a kadar artacagi, yazin yagislarin azalacagi ve toprak nemi bakimindan kurakligin artacagi bildirilmektedir. Ayrica, Turkiye’deki yagis rejimindeki degisikliklerde, dogudan batiya dogru gidildikce yuzde olarak artan (% 40) azalmalarin dikkati cektigi vurgulanmaktadir. Bu calismada, ulkemizin Bati Karadeniz Bolgesi’nde yer alan Kastamonu, Karabuk ve Bolu illerinin merkez meteoroloji istasyonlari icin 1980-1999 ve 2000-2015 yillari arasindaki minimum, maksimum ve ortalama sicaklik degerleri ile maksimum ve toplam yagis miktarlari incelenmistir. Sonuclar, aylar bazinda minimum ve maksimum sicakliklarda belirgin artislarin oldugunu isaret etmektedir. Bununla birlikte, Kastamonu, Karabuk ve Bolu illerinin aylik ve yillik ortalama sicaklik verilerinde, ozellikle yaz aylarinda artis egilimi tespit edilmistir. Diger taraftan, 1980-1999 ve 2000-2015 yillari arasindaki periyotlarda Kastamonu ve Bolu illerinin yaz aylarina (Temmuz ve Agustos) ait yagis verilerinde azalis egilimi ortaya cikarken, Karabuk ilinin aylik ve yillik ortalama yagis verilerinde azalis egilimi ortaya cikmistir. Yagis miktarlarindaki azalma kuraklik tehdidini beraberinde getirmesi bakimindan cok buyuk bir oneme sahiptir. Bunun yani sira, yagislardaki onemli miktardaki azalmalar ve yuksek sicakliklar, kurakligin artis gostermesine neden olabilir. Ote yandan, Turkiye’miz, kuresel isinmanin potansiyel etkileri acisindan, riskli ulkeler arasinda yer almaktadir. Bundan dolayi, iklim degisikliklerine karsi gerekli onlemler alinmaz ise iklim degisikliginin ulkemiz ekosistemlerinin bilesimini ve uretkenligini bozacagi ve biyolojik cesitliligi azaltacagi kacinilmaz olacaktir.