The diagnostic role of thoracoscopic biopsy in exudative pleural effusion and long-term follow-up results

Abstract

Giriş: Eksudatif plevral efüzyonların %20’sinde, tekrarlayan torasentez ve perkutan plevral biyopsiye rağmen tanısı konulamaz. Bu çalışmanın amacı daha az invaziv yöntemlerle tanısı konulamayan eksüdatif PE olan hastalarda yapılan torakoskopik biyopsinin etkinliği ve işlem sonrası uzun dönem takiplerin gözden geçirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Ocak 2016 ile Aralık 2020 tarihleri arasında eksüdatif PE nedeniyle torakoskopik biyopsi uygulanan hastalar geriye dönük incelendi. Postoperatif en az 2 yıl takip edilebilen hastalar çalışmaya dahil edildi. Klinik ve fizik muayene, kan tahlilleri, plevral sıvının biyokimyasal, bakteriyolojik ve sitolojik incelemeleri, radyolojik ve histopatolojik veriler elde edildi. Bulgular: Hastaların 45'i (%61.6) erkek, 28'i (%38.3) kadındı. Yaş ortalaması 56,5±13,2 idi. Hiçbir hastada intraoperatif komplikasyon gelişmedi. Postoperatif dönemde 7 (%9) hastada komplikasyon gelişti. Üç (%4.1) hastada uzamış hava kaçağı, 2 (%2.7) hastada yara yeri enfeksiyonu ve 2 (%2.7) hastada pnömoni gelişti. Hastaların 21’inde (%28.7) malignite saptanırken 52 (%71.2) hastada benign patolojiler saptandı. Takip sırasında daha önce nonspesifik plörit tanısı alan ve tekrarlayan PE nedeniyle torakoskopik biyopsi yapılan 4 (%5.4) hastadan 2’sinde (%2.7) malign mezotelyoma saptandı. Tartışma: Sonuç olarak eksudatif PE’nin tanısında torakoskopik biyopsi tanısal değeri yüksek ve komplikasyonları nadir bir yöntemdir. Nonspesifik plevrit sonrası malignite gelişimi genellikle 1 yıl içerisinde olmakla birlikte nadiren 2 yıl içinde de gelişebilir. Bu nedenle nonspesifik plevrit sonrası takip süresinin 2 yıl olması gerektiği kanaatindeyiz.