{"title":"STİLOMETRİ METODUYLA “ŞÜPHELİ” METİNLERDE YAZARI BELİRLEME: REŞAT ENİS ÖRNEĞİ","authors":"Sema ÇETİN BAYCANLAR, B. Tahi̇roğlu","doi":"10.54566/turas.1202237","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Edebî metinlerle ilgili çalışmalarda metnin kime ait olduğu bilgisi okur, araştırmacı ve edebiyat tarihi için önemli bir bilgi kaynağıdır ancak tarihi süreçlerde, bu bilginin farklı çekincelerle gizlendiği görülür. Sanatçının kendisini gizlemek için takma (müstear) ad veya adlar kullandığı bazı metinler bir süre sonra açığa çıkmakla birlikte bazı metinlerin kime ait olduğu şüphelidir. \nŞüpheli metinlerde okur sezgisel olarak ya da sözlü-yazılı birtakım kaynaklardan yola çıkarak bir tahminde bulunabilir fakat sadece bu verilerle şüpheli metnin kime ait olduğunu bilimsel olarak ispat etmek ya da olasılıklar üzerinden bir değerlendirme yapmak zordur. Bununla birlikte günümüzde dilbilimsel çalışmalarda ve adlî dilbilim çalışmalarında kullanılan stilometri yönteminin yazarı bilinmeyen ya da şüpheli olan metinler için uygun bir belirleme yöntemi olarak kullanılması mümkündür. \nReşat Enis’in 1940’lı yıllarda bir süre çalıştığı Bugün gazetesinde, Ayşe Enis imzasıyla yayımlanan hikâyeler, şüpheli metin olarak yorumlanmış ve bu hikâyelerin Reşat Enis’e ait olabileceği düşünülmüştür. Reşat Enis’in daha önce kullandığı, kaynaklarda yer alan ve bilinen tek müstearı Süheyla Şefik olmasına rağmen yazarın Bugün gazetesinde çalıştığı yıllarda gazeteci-yazar kimliğiyle Reşat Enis ve Süheyla Şefik imzasıyla metinler yayımladığı belki de bu sebeple üçüncü bir imzaya ihtiyaç duyduğu söylenebilir. \nReşat Enis’in ilk ve tek hikâye kitabı olan Kılıcımı Sürüyorum’daki (1930) hikâyelerinin dışında, süreli yayınlarda kalmış ve Reşat Enis imzasıyla yayımlanmış elliden fazla hikâyesi bulunmakla birlikte bu hikâyeler kitaplaşmamıştır. Bu çalışmada ise karşılaştırılacak metinlerin hacmi gözetilerek Ayşe Enis imzasıyla yayımlanan yirmi iki hikâye, Kılıcımı Sürüyorum eserinde yer alan on üç hikâyeyle birlikte ele alınmış, bu metinler stilometri yöntemiyle karşılaştırılmış ve yorumlanmıştır.","PeriodicalId":191503,"journal":{"name":"Turkish Academic Studies - TURAS","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-11-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Turkish Academic Studies - TURAS","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.54566/turas.1202237","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Edebî metinlerle ilgili çalışmalarda metnin kime ait olduğu bilgisi okur, araştırmacı ve edebiyat tarihi için önemli bir bilgi kaynağıdır ancak tarihi süreçlerde, bu bilginin farklı çekincelerle gizlendiği görülür. Sanatçının kendisini gizlemek için takma (müstear) ad veya adlar kullandığı bazı metinler bir süre sonra açığa çıkmakla birlikte bazı metinlerin kime ait olduğu şüphelidir.
Şüpheli metinlerde okur sezgisel olarak ya da sözlü-yazılı birtakım kaynaklardan yola çıkarak bir tahminde bulunabilir fakat sadece bu verilerle şüpheli metnin kime ait olduğunu bilimsel olarak ispat etmek ya da olasılıklar üzerinden bir değerlendirme yapmak zordur. Bununla birlikte günümüzde dilbilimsel çalışmalarda ve adlî dilbilim çalışmalarında kullanılan stilometri yönteminin yazarı bilinmeyen ya da şüpheli olan metinler için uygun bir belirleme yöntemi olarak kullanılması mümkündür.
Reşat Enis’in 1940’lı yıllarda bir süre çalıştığı Bugün gazetesinde, Ayşe Enis imzasıyla yayımlanan hikâyeler, şüpheli metin olarak yorumlanmış ve bu hikâyelerin Reşat Enis’e ait olabileceği düşünülmüştür. Reşat Enis’in daha önce kullandığı, kaynaklarda yer alan ve bilinen tek müstearı Süheyla Şefik olmasına rağmen yazarın Bugün gazetesinde çalıştığı yıllarda gazeteci-yazar kimliğiyle Reşat Enis ve Süheyla Şefik imzasıyla metinler yayımladığı belki de bu sebeple üçüncü bir imzaya ihtiyaç duyduğu söylenebilir.
Reşat Enis’in ilk ve tek hikâye kitabı olan Kılıcımı Sürüyorum’daki (1930) hikâyelerinin dışında, süreli yayınlarda kalmış ve Reşat Enis imzasıyla yayımlanmış elliden fazla hikâyesi bulunmakla birlikte bu hikâyeler kitaplaşmamıştır. Bu çalışmada ise karşılaştırılacak metinlerin hacmi gözetilerek Ayşe Enis imzasıyla yayımlanan yirmi iki hikâye, Kılıcımı Sürüyorum eserinde yer alan on üç hikâyeyle birlikte ele alınmış, bu metinler stilometri yöntemiyle karşılaştırılmış ve yorumlanmıştır.