{"title":"Lirik Olan Politiktir: 1980 Sonrası Türk Şiirinde Dişil Dilin Oluşumu","authors":"Tuğba Sivri","doi":"10.18691/kulturveiletisim.629035","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Hem dunyada hem Turkiye’de siyasal ve kulturel olarak bir kirilma noktasini imleyen 1980’lerde Turk siiri, askeri darbe sonrasi olusan baski ortaminda “ice donmus” ve “kisisel” olana yonelmistir. Bu durum kimi elestirmenlerce siirin apolitizasyonu olarak yorumlansa da 1980’ler, daha onceki siyaset bicimlerine benzemeyen, daha farkli politik akim ve olusumlara sahne olmustur. Turkiye’de yukselen radikal feminizm de bu farki politik akimlardan biridir. Bati’da 1960’larda ortaya cikan radikal feminizmin “kisisel olan politiktir” slogani ve Fransiz feministlerin, kadinlarin eril dili kirarak kendi dil ve kulturlerini olusturmalarinin kadin ozgurlugu icin sart oldugu argumani, 1980 sonrasi Turk edebiyatinda ve kulturel uretim alaninda karsilik bulmustur. Bu calismada 1980 sonrasi Turk siirinin uc onemli kadin ismi Nilgun Marmara, Birhan Keskin ve Didem Madak’in siirlerini, lirik siirin barindirdigi politik potansiyel ve disil dilin insasi baglaminda analiz ettim. Bu uc sairin ortak yonlerine odaklanarak bir “disil dil iskeleti” cikarmaya calistim. Sonuc olarak bu uc sairin, “ev”i (yani ozel alani) sorunsallastirarak; Tanri/baba/erkege isyan ederek; betonlasma ve doga tahribatiyla yukselen kapitalist kulture karsi dogaya donusu savunarak ve en onemlisi kadin bedenini, kadinlarin kendi agizlarindan, kendi “dil”leriyle yazarak disil bir dil kurduklarini gozlemledim. Ev ici deneyimlerin (evden kacis, evi kurmak, evi duzeltmek de dâhil) ve kadin bedeninin (menopoz, adet gorme, cinsellik vs.) siire tasinmasi, ataerkil ideolojinin yok saydigi ve ustunu orttugu gercegi gosterdigi olcude politiktir. Keskin, Madak ve Marmara, lirik siiri hem politik hem de disil bir yerden kurmuslardir.","PeriodicalId":247557,"journal":{"name":"Kültür ve İletişim","volume":"52 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2019-09-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Kültür ve İletişim","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.18691/kulturveiletisim.629035","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Hem dunyada hem Turkiye’de siyasal ve kulturel olarak bir kirilma noktasini imleyen 1980’lerde Turk siiri, askeri darbe sonrasi olusan baski ortaminda “ice donmus” ve “kisisel” olana yonelmistir. Bu durum kimi elestirmenlerce siirin apolitizasyonu olarak yorumlansa da 1980’ler, daha onceki siyaset bicimlerine benzemeyen, daha farkli politik akim ve olusumlara sahne olmustur. Turkiye’de yukselen radikal feminizm de bu farki politik akimlardan biridir. Bati’da 1960’larda ortaya cikan radikal feminizmin “kisisel olan politiktir” slogani ve Fransiz feministlerin, kadinlarin eril dili kirarak kendi dil ve kulturlerini olusturmalarinin kadin ozgurlugu icin sart oldugu argumani, 1980 sonrasi Turk edebiyatinda ve kulturel uretim alaninda karsilik bulmustur. Bu calismada 1980 sonrasi Turk siirinin uc onemli kadin ismi Nilgun Marmara, Birhan Keskin ve Didem Madak’in siirlerini, lirik siirin barindirdigi politik potansiyel ve disil dilin insasi baglaminda analiz ettim. Bu uc sairin ortak yonlerine odaklanarak bir “disil dil iskeleti” cikarmaya calistim. Sonuc olarak bu uc sairin, “ev”i (yani ozel alani) sorunsallastirarak; Tanri/baba/erkege isyan ederek; betonlasma ve doga tahribatiyla yukselen kapitalist kulture karsi dogaya donusu savunarak ve en onemlisi kadin bedenini, kadinlarin kendi agizlarindan, kendi “dil”leriyle yazarak disil bir dil kurduklarini gozlemledim. Ev ici deneyimlerin (evden kacis, evi kurmak, evi duzeltmek de dâhil) ve kadin bedeninin (menopoz, adet gorme, cinsellik vs.) siire tasinmasi, ataerkil ideolojinin yok saydigi ve ustunu orttugu gercegi gosterdigi olcude politiktir. Keskin, Madak ve Marmara, lirik siiri hem politik hem de disil bir yerden kurmuslardir.