{"title":"Rusya’nın 2022 Yılındaki Ukrayna İşgaline Karşı Büyük Güçlerin Tepkileri","authors":"Mehmetali Kasim","doi":"10.33712/mana.1190505","DOIUrl":null,"url":null,"abstract":"Sovyetler Birliği (SSCB) dağıldıktan sonra büyük güç statüsünü kaybeden Rusya 21. Yüzyılın ilk on yılında hızlı bir şekilde toparlanmayı başarmıştır. Asya’nın ve diğer dünya bölgelerinin hızla kalkınmaya devam etmesi, dünya güç dengelerini Batı ülkelerinin aleyhine değişimine sebep olmuştur. Rusya bu gidişatı fırsat olarak değerlendirmiş, Çin, İran gibi Batı karşıtı ülkelerle yakın ilişkiler geliştirerek tek kutuplu mevcut dünya düzeninden çok kutuplu yenidünya düzenine geçiş yapmaya önderlik ederek gelecekteki dünya siyasetinde etkili bir güç olmayı amaçlamıştır. Eski ihtişamını tekrar elde etmek maksadıyla ülke içinde milliyetçiliğin güçlenmesini teşvik etmiş, dünyada özellikle eski SSCB coğrafyasında etkinliğini pekiştirmek ve nüfuzunu korumak istemiştir. Bu sebeple Rusya 2008 Gürcistan işgali ve 2014 Kırım işgaliyle yetinmeyerek 2022 yılında geniş çaplı Ukrayna işgalini başlatmıştır. Böylece uluslararası hukuka dayalı mevcut dünya düzenine de meydan okumuştur. Rus işgaline karşı uluslararası toplumun özellikle büyük güçlerin tavırları birbirinden farklılıklar arz etmiştir. Bu çalışmada öncelikle Amerika ile Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Batı demokratik devletlerin Rusya işgaline karşı sergilediği tavırlar ve bunun nedenleri ele alınmıştır. Daha sonra dünyanın en kalabalık komünist ülkesi ve yeniden yükselen güç Çin’in bu savaşta oynadığı rolü ve çıkarları değerlendirilmiştir. Akabinde Japonya, Hindistan gibi bölgesel büyük aktörlerin yaklaşımları incelenmiştir.","PeriodicalId":112131,"journal":{"name":"Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi","volume":"abs/2304.04280 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0000,"publicationDate":"2022-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":"0","resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":null,"PeriodicalName":"Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi","FirstCategoryId":"1085","ListUrlMain":"https://doi.org/10.33712/mana.1190505","RegionNum":0,"RegionCategory":null,"ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":null,"EPubDate":"","PubModel":"","JCR":"","JCRName":"","Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Abstract
Sovyetler Birliği (SSCB) dağıldıktan sonra büyük güç statüsünü kaybeden Rusya 21. Yüzyılın ilk on yılında hızlı bir şekilde toparlanmayı başarmıştır. Asya’nın ve diğer dünya bölgelerinin hızla kalkınmaya devam etmesi, dünya güç dengelerini Batı ülkelerinin aleyhine değişimine sebep olmuştur. Rusya bu gidişatı fırsat olarak değerlendirmiş, Çin, İran gibi Batı karşıtı ülkelerle yakın ilişkiler geliştirerek tek kutuplu mevcut dünya düzeninden çok kutuplu yenidünya düzenine geçiş yapmaya önderlik ederek gelecekteki dünya siyasetinde etkili bir güç olmayı amaçlamıştır. Eski ihtişamını tekrar elde etmek maksadıyla ülke içinde milliyetçiliğin güçlenmesini teşvik etmiş, dünyada özellikle eski SSCB coğrafyasında etkinliğini pekiştirmek ve nüfuzunu korumak istemiştir. Bu sebeple Rusya 2008 Gürcistan işgali ve 2014 Kırım işgaliyle yetinmeyerek 2022 yılında geniş çaplı Ukrayna işgalini başlatmıştır. Böylece uluslararası hukuka dayalı mevcut dünya düzenine de meydan okumuştur. Rus işgaline karşı uluslararası toplumun özellikle büyük güçlerin tavırları birbirinden farklılıklar arz etmiştir. Bu çalışmada öncelikle Amerika ile Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Batı demokratik devletlerin Rusya işgaline karşı sergilediği tavırlar ve bunun nedenleri ele alınmıştır. Daha sonra dünyanın en kalabalık komünist ülkesi ve yeniden yükselen güç Çin’in bu savaşta oynadığı rolü ve çıkarları değerlendirilmiştir. Akabinde Japonya, Hindistan gibi bölgesel büyük aktörlerin yaklaşımları incelenmiştir.